Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10639
Karar No: 2019/1825

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/10639 Esas 2019/1825 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/10639 E.  ,  2019/1825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı idare vekili, davalılar miras bırakanı ... adına tapu siciline kayıtlı Varsak köyü, 37 parsel sayılı 9287 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B madde uygulaması ile bir kısmının tahdit dışına çıkarıldığı, kalan kısmın ise orman sınırları içinde kalmaya devam ettiği iddiasıyla bu kısmın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili ve tapuda ... yazılı soyadının Köç olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, taşınmaza revizyon gören 19/03/1957 tarihli tapunun 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununa göre verilmiş olduğu, bilirkişi ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 7607,83 m2 kısım orman sınırı içinde kalmakta ise de; özel kanunlara göre düzenlenen tapulara değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/03/2015 gün ve 2014/8726-2015/1605 E.K. sayılı kararı ile “Orman Yönetiminin davası tahdide dayalı olarak açıldığına göre; tahdit dışında kalan (B) harfi ile gösterilen bölümü ile 2/B sahasında kalan (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından Yönetimin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümlere yönelik hükmün onanmasına, uzman bilirkişi raporunda gerçekten de (C) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşen orman sahasında kaldığı doğru olarak tespit edilmiştir. Yine fen bilirkişi krokisine ekli Ek 3 numaralı krokide maki tefrik hattı uygulanmış, buna göre taşınmazın güneyinde üçgen şeklinde çok az bir bölümünün de makiye ayrılan bölümde kaldığı belirtilmiş, ancak, bu bölümün yüzölçümü açıklanmamış, mahkemece de makiye ayırma işlemi ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmamıştır. Çekişmeli taşınmaz 4753 sayılı Toprak Tevzi Kanununa göre oluşturulan tapu kapsamındadır. Ancak; 4753 sayılı Kanunda ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle (C) harfi ile işaretli bölümün 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, (C) harfi ile gösterilen bölümünün güneyinde kalan yüzölçümü bilirkişilerce açıklanmayan üçgen şeklindeki alanın ise 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrıldığı, eğiminin % 1-3 olduğu, orman ve toprak muhafaza karakteri taşımadığı, bu bölümde 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması gerektiği, makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan
    tapulara değer verileceği gözönünde bulundurularak, makiye ayrılan bölümün yüzölçümü fen bilirkişiye açıklattırılmalı ve bu bölüm hakkındaki dava reddedilmeli, halen kesinleşen orman sınırı içinde kalan bölüm hakkında ise davanın kabulüne karar verilmelidir.” denilerek hükmün (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, bozma ilamına uygun olarak hazırlanan krokili rapora göre, dava konusu Varsak köyü 37 parselde tahdit dışında kalan (B) harfi gösterilen bölüm ile 2/B sahasında kalan (A) harfi ile gösterilen bölümler yönünden davanın reddine, en son alınan krokili raporda (C1) harfi ile gösterilen 7243.90 m2"lik kısmın Devlet ormanı sahasında kaldığı gözetilerek bu kısım yönünden tapunun iptaline orman vasfı ile Hazine adına tesciline, krokide (C2) ile gösterilen 363.93 m2"lik kısmın makiye ayrılan sahada olup, emsal Yargıtay içtihadı birleştirme kararına göre tapuya itibar edileceğinden bu kısım ile ilgili davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 23/04/1977; komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmaları da 13/04/1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2896 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Çekişmeli parsel, 1971 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, Mart 1957 tarih 139 numaralı tapu kaydı nedeniyle 43000 m2 yüzölçümüyle ... adına tespit edilmiş, 1995 yılında bir bölümü imar parselleri içinde kalmıştır.
    Davacı, dava konusu taşınmazın tamamının 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B madde uygulaması ile bir kısmının tahdit dışına çıkarıldığı, kalan kısmın ise orman sınırları içinde kalmaya devam ettiği iddiasıyla bu kısmın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmış olup, mahkemece, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 946,52 m2"lik kısmının ormandan Hazine adına çıkan 2B"lik yerde kaldığı, (B) harfi ile gösterilen 732,65 m2"lik kısmının orman sayılmayan alanda kaldığı, (C) harfi ile gösterilen 7607,83 m2"lik bölümünün ise orman sınırı içinde kalmakta ise de; özel kanunlara göre düzenlenen tapulara değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm dairece (A) ve (B) harfli kısımlara ilişkin olarak onanmış, (C) harfli kısma ilişkin olarak ise bozulmuş ve mahkemece bu kısma ilişkin bozma ilamı doğrultusunda kısmen kabul kararı verilmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının tüm ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, davada davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirmiş olup mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine karar vermiş olması yerinde ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz." şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden
    yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    Bu sebeple, hükmün 4-5 ve 7 nolu bendlerinin kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi