22. Hukuk Dairesi 2014/34558 E. , 2016/2617 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının özel ve ailevi sebeplerden kaynaklı istifa dilekçesi sunarak işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Dosya kapsamından, davacının davalı nakliye firmasında 06.11.2004 tarihinden itibaren şoför olarak çalıştığı, 21.05.2011 tarihi itibariyle şahsına ait bazı ailevi ve özel işlerinden dolayı işyerinden ayrıldığını bildiren 01.05.2011 tarihli dilekçesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 15.05.2011 tarihli ve belge başlıklı dilekçede ise davacının işe girdiği tarihten bu güne kadar tüm alacaklarını ve diğer kanuni haklarını aldığı yazılmış ve belge bilgisayarda oluşturulmuştur. Davacı bu belgeyi imzalamıştır. Davacı bu belge altındaki imzayı kabul etmemiş, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından yapılan imza incelemesinde belge altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmıştır. Davacı tanıklarının, açık olarak davacının işten ayrılışı ile ilgili görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı ve davalı tanıklarının ise davacının işten kendi isteği ile ayrıldığını beyan ettikleri görülmüştür. Tüm dosya kapsamına imzası inkar edilmeyen istifa dilekçesine, daha sonraki tarihli ibranmeye göre davacının işyerinden istifa ederek ayrıldığının kabulü dosya kapsamına uygun düşmektedir. Bu durumda kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.
Sonuç :
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.