Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10351
Karar No: 2014/48
Karar Tarihi: 06.01.2014

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/10351 Esas 2014/48 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2013/10351 E.  ,  2014/48 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/04/2013
    NUMARASI : 2011/681-2013/192

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.04.2013 tarih ve 2011/681-2013/192 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalılar tarafından Almanya başta olmak üzere birçok ülkede yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği sözü verilerek adeta bir banka gibi binlerce insandan cami, kahvehane gibi yerlerde mevduat toplandığı ve bu paralar karşılığında yüksek oranlarda faiz dağıtılacağı vaad edildiğini, müvekkilinin de davalı şirket ve çalışanları tarafından verilen bu garantilere inanarak davalı şirkete 9.600 DM tutarında bir yatırım yaptığını, bu para karşılığında üzerinde 21.Yüzyıl B. A. Holding ibaresi bulunan teslim tesellüm belgesi adlı makbuz niteliğinde bir belge verildiğini, müvekkilinin yatırdığı parayı çekmek istediğinde paranın iade edilmediğini, davanın davalı şirket adına yurt dışında yapılan para toplama faaliyetine ilişkin olup bu nedenle milletlerarası niteliğe sahip olduğunu, açılan davanın bir yanı ile haksız fiile dayanan tazminat davası olup MÖHUK. 34/1 maddesi uyarınca Alman Hukuku"nun uygulanması gerektiğini, yürütülen faaliyetler Alman kanunlarına aykırı olduğunu, Alman Kanunları uyarınca davacının kandırılması sonucu davalıların sebepsiz zenginleştiklerini, davalı şirket ve yetkilileri tarafından yürütülen faaliyetlerin usulsüz olduğu resmi kurumlar tarafından yayınlanan belgeler ile sabit olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu başkanı davalı Y.. Y.."in de davacının zararından doğrudan doğruya kendi malvarlığı ile sorumlu olduğunu, ileri sürerek 12.147,31 TL"nin tahsilini, talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili Yakup"a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının teslim ve tesellüm belgesi ile pay senetlerini teslim alıp davalı şirkete ortak olduğunu, davacının şirketlerinden hamiline yazılı hisse senedi alıp bu hisse senedi ortaklık pay defterine kaydedildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, söz konusu para davacı tarafından davalıya 13.11.2000 tarihinde verildiği, davanın ise 30.12.2011 tarihinde açıldığı, davacı tarafın eski BK"nın 60. maddesi kapsamında, zararı öğrendiğinden itibaren 1 yıl her halükarda 10 yıl içerisinde sözkonusu davayı açması gerektiği, oysa ki davacı taraf söz konusu davasını 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açmadığı, ayrıca davacı tarafından ibraz edilen belgelerden de görüldüğü üzere davalı şirketin kendilerini dolandırmaya yönelik faaliyet içerisinde bulunduklarını 2001 yıllarına ait deliller de sunması dikkate alınarak süresi içerisinde dava açmadığı, gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, davalıların var olduğu ileri sürülen haksız ve hukuka aykırı fiilleri sonucu davalı şirkete yatırılan paranın davalılardan tahsiline ilişkin bir tazminat davasıdır.
    Davacı taraf, davalılar tarafından Almanya başta olmak üzere birçok ülkede yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği sözü verilerek bir banka gibi binlerce insandan mevduat toplanıp, yüksek oranlarda faiz dağıtılacağı vaad edildiğini, bu garantilere inanarak davalı şirkete 9.600 DM tutarında yatırım yaptığını, karşılığında kendisine 21. Yüzyıl B. A. Holding ibaresi bulunan teslim-tesellüm belgesi verildiğini, davalı şirket ve yetkilileri tarafından yürütülen faaliyetlerin usulsüzlüklerinin SPK tarafından çıkarılan haftalık bültenlere konu olduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanı diğer davalı Y.. Y.. hakkında dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu, ileri sürmüştür. Mahkemece, 818 sayılı BK"nın 60. maddesi uyarınca 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmiştir.
    Ancak, davada gerçekten de zamanaşımı sürelerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesinden önce, davacı tarafın iddialarının ileri sürülüş şekli bakımından üzerinde durulması gereken öncelikli husus, davada zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı hususudur. Her ne kadar bir borçlunun borcunun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi, bu yolla borcunu ödemekten kaçınması tüm çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk hukuku bakımından da kanunen kendisine tanınan bir hak ve zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi tek başına borçlunun dürüstlüğe aykırı bir davranışı olarak kabul edilemez ise de bazı hallerde zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi dürüstlükle bağdaşmayabilir.( K.Oğuzman, T.Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2009, s. 482) Zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin hangi hallerde dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu hususunda normatif bir düzenleme bulunmadığından bu hususun varid olup olmadığının her somut uyuşmazlığın özellikleri nazara alınarak değerlendirilmesi gerekir. Bilimsel ve yargısal içtihatlarda davacının dava açmaması için oyalanması durumu dürüstlük kuralına aykırılık olarak kabul edilmektedir (age,s. 482 vd.)
    Somut uyuşmazlıkta, davacıdan 21. Yüzyıl B. A. Holding Teslim ve Tesellüm Belgesi başlıklı belge karşılığında para tahsil edilmiş olup, dosya içerisinde bulunan belgenin içeriğinden ise davacının belgede seri numaraları yazılı olan hisse senetlerini teslim aldığı yazılıdır. Davalı taraf, ise hamiline yazılı hisse senetleri ile davacının şirket ortağı olduğunu, şirketin kar elde etmesi durumunda elde edilecek kardan ortakların da kar payı alacağını savunmuştur.
    Şu halde, yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği garantisi ile inandırılıp, güven telkin edilen ve yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine işbu davayı açtığı ileri sürülen davacıya karşı paranın yatırılış tarihine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmadığının kabulü gerekir.
    Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın yerinde bulunmayan zamanaşımı def"inin reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi