22. Ceza Dairesi 2015/13996 E. , 2016/6531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, cezanın türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yokluğunda verilen 26/01/2011 tarihli hükmün sanık ..."ın ... Asliye Ceza Mahkemesine 11/12/2010 tarihinde verdiği savunmasında beyan ettiği adrese tebliğe çıkartılıp bu tebligatın 09/03/2011 tarihinde "muhatap gösterilen adreste tanınmıyor" gerekçesiyle iade edildiği, bu kez sanığın mernis adresine tebligat çıkartıldığı ve bu tebligatın 17/05/2011 tarihinde "muhatap gösterilen adresten adres bırakmadan ayrıldığı" gerekçesiyle iade edilmesinden sonra mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca 10/06/2011 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 6099 sayılı yasanın 5. maddesi ile değişik 21/2. maddesi hükmü "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" şeklinde olup, mernis adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılacak tebliğin geçersiz olacağından; sanığa yapılan 10/06/2011 tarihli tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla; sanığın eski hale getirme isteminin kabulüyle, öğrenme üzerine temyiz isteminin süresi içinde yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/11/2009 tarih ve 2009/11-193 Esas 2009/268 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; sanığın, mağdurun banka hesabından kendi banka hesabına mağdurun bilgi ve rızası dışında internet aracılığıyla para havale etmesi ve aynı hesaptan gece sayılan zaman diliminde iki kez kontör satın alarak başka birine göndermesi biçimindeki eylemlerinin bütün olarak 5237 sayılı TCK"nın 142/2-e, 143, 43. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık" suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 244/4, 43. maddelerinden mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında, katılanın yanında çalışmış olması nedeniyle kendisine borcu olduğunu iddia etmesi ve katılanın da sanığın olaydan önce yanında çalıştığını beyan etmesi karşısında, katılanın sanığa borcu olup olmadığı araştırılarak gerektiği takdirde tanık da dinlenerek sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 144/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53 maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı ile anılan maddenin bazı bölümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme zorunluluğu,
Kabule göre de;
4-Sanık hakkında yüklenen suçtan dolayı alt sınırdan hapis cezası belirlendiği halde, aynı gerekçeler ile adli para cezasında alt sınırdan uzaklaşılarak, 100 gün karşılığı adli para cezasına hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.