Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7172
Karar No: 2017/6339
Karar Tarihi: 03.10.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/7172 Esas 2017/6339 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/7172 E.  ,  2017/6339 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, ödenmeyen aylıkların ve aylıklara işleyen faizlerin tahsili amacıyla yapılan takipte itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinde, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011-6111 S.K./44.mad) yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır...” hükmü mevcuttur.
    01.07.1996 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alıp da, aylık bağlandıktan sonra yurtdışında çalışmalarının bulunduğu ve bu nedenle kesin dönüş şartını 01.01.2004 tarihi itibari ile gerçekleştirdiği anlaşılan davacının açtığı iki ayrı dava ile 01.01.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığına ve hak kazanılan aylıklar bakımından işleyen faizin davalı Kurumdan
    tahsili gerektiği kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş fakat ödeme yapılmadığı iddiası ile davacının yaptığı takip nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davacının anapara ve faiz alacağının bulunmadığından bahisle verilen karar eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı kurumca davacı hakkında kesinleşen ve 01.01.2004 tarihinden itibaren aylığa hakkı olduğuna dair verilen karar nedeniyle, birikmiş aylık hesabı ile toptan ödemenin varlığını davalı kurumdan sormak, ayrıca bu toptan ödeme yapılmış ise tarihi ve özellikle davalı Kurumca daha önceden tahakkuk ettirilen 01.07.1996-17.10.2003 tarihleri arasında yapılan yersiz ödemeler bakımından herhangi bir mahsup işleminin yapılıp yapılmadığını belirlemek ve daha sonra da davacı hakkında yine kesinleşmiş mahkeme kararı gereği işleyen faiz alacağı hakkında aynı şekilde ödeme yapılıp yapılmadığını belirlemek ve yapılmamış ise 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesine uygun şekilde mahsup işlemini yaptırmak suretiyle aldırılacak hesap bilirkişisi raporundan sonra davacı ve davalı kurum alacaklarının miktarını belirlemek ve sonucuna göre alacaklılık ve borçluluk durumlarını tespit ettikten sonra, 5510 sayılı Yasanın 88’inci maddesinde yer alan “...Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz."" Hükmüne uygun şekilde bir karar vermekten ibaretttir.
    O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.10.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi