2. Hukuk Dairesi 2013/26500 E. , 2014/1483 K.
"İçtihat Metni":MAHKEMESİ :Alanya 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ :04.10.2013
NUMARASI :Esas no:2013/596 Karar no:2013/1142
Taraflar arasındaki "boşanma, ziynet ve eşya alacağı" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; eşyalar hakkında tesis edilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, bozmaya uyulmuş; ancak davacının eşyalara ilişkin bedel talebi; "bu eşyaların aynen mevcut olduğu ve davalı tarafından teslime hazır bulundurulduğu" gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı, çeyiz eşyalarının bedelini istemiştir. Ayın veya bedel isteme konusunda tercih hakkına sahiptir. Tercihini bedel yönünde kullandığına göre, eşyaların bulunduğu mahalde bu işlerden anlayan uzman bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, kullanım durumlarının belirlenmesi, kullanılmış olmaları halinde yıpranma bedelleri düşülerek belirlenecek bedele hükmedilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. (H.G.K."nun 17.9.2008 tarihli 2008/2-525 esas, 2008/537 karar sayılı kararı.)
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.27.01.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu çeyiz eşyalarının mülkiyetinin davacıya ait olduğunu, ancak davalıda kaldığını ileri sürerek eşyaların bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf dava konusu edilen çeyiz eşyalarının halen mevcut olduğunu ve bu eşyaları davacı tarafa teslim etmeye hazır olduğunu bildirmiştir.
Türk Medeni Kanununun 226/1. maddesine göre "Evlilik boşanma ile sona erdiğinde eşlerden her biri diğerinde bulunan mallarını geri alır. Buradaki geri alma hakkının dayanağını mülkiyet hakkı oluşturmaktadır. Yani ayrılan eşler, mülkiyet haklarına dayanarak diğer eşte bulunan eşyalarını geri alacaklardır. Eşyaların davacıya ait olduğu ve halen davalıda bulunduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki tartışma ve çözümlenmesi gereken problem "davalının, davacıya ait olduğunu ve teslim etmeye hazır olduklarını kabul ettiği eşyaların, davacının aynen iadesi yerine bedelini isteyip isteyemeyeceğidir.
..Eslerin diğer eşte kalan eşyalarını mülkiyet hakkına dayanarak geri alabilmeleri istihkak davası ile mümkündür. Çünkü karşı tarafın mülkiyeti kazanması söz konusu olmadığından ve davacı (alacaklı), halen bu şeyin maliki olduğundan bu durumda açılması gereken dava istihkak davasıdır. İstihkak davasının mümkün olmadığı durumlarda ise sebepsiz zenginleşme davası açılarak eşyaların bedeli talep edilebilir. Açılan davada güdülen amaç, malikin mülkiyet hakkına dayanarak malın dolaysız zilyetliğine kavuşmasını sağlamaktır. (Oğuzman/, Eşya Hukuku, s. 222). Davacının, davalının aynen teslime hazır olduklarını beyan ettiği, çeyiz eşyalarının aynen iadesi yerine bedelinin tahsilini istemesinin hukuki dayanağı yoktur. Eşyaların eskimiş olmasında veya zamanında teslim edilmemesinde de davalının bir kusuru bulunmamaktadır. Davalının borcu para borcu gibi götürülecek borçlardan da değildir. Davacının bu eşyaların bedelini isteyebilmesi için eşyaların bulunmaması gerekir. Eşyaların aynen teslimine karar verilmesi halinde, buna ilişkin kararın, infaz aşamasında eşyaların aynen teslim edilememesi halinde zaten davacının eşyaların kararda gösterilen değerlerini tahsil etmesi mümkündür. Bu açıklamalar karşısında davacıya ait olup, davalının zilyetliğinde bulunan ve davalı tarafından teslime hazır olduğu bildirilen çeyiz eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkin talebin reddi doğrudur.
Bu sebeple temyize konu hükmün onanması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.