3. Hukuk Dairesi 2017/10036 E. , 2017/6463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı lehine Ankara 9. Aile Mahkemesi"nin 2013/13 esas 27/05/2014 tarihli kararı ile aylık 1500 TL nafaka ödemesine karar verildiğini, bu nafakanın fahiş miktarda olduğu, kendisini mağdur edeceğini, boşanmaya davalının sebep olduğu ve bu nafakanın davalının zenginleşmesine yol açacağını ileri sürerek, davalıya ödemekte olduğu tedbir nafakasının kaldırılması veya miktarının düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının sadakatsiz davranışları ve kendisine şiddet uygulaması nedeniyle boşandıklarını, mahkemenin davacıyı kusurlu bulduğu, kendisinin kusuru olmadığına karar verildiğini, çocukların velayetinin anneye verilerek nafakaya hükmedildiğini, bu davanın temyiz aşamasında olduğunu, dosyanın Yargıtay"a gönderildiği, verilen kararın üstünden bir aylık süre geçmeden tekrar bu davayı açtığını, boşanma davasından sonra da her hangi bir geliri olmadan hayatına devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; kararın kesinleştiği tarih, tarafların sosyal ekonomik durumu ve tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında, davacının sosyal ekonomik durumunda herhangi bir değişikliğin bulunmadığı, hükmedilen nafakanın indirilmesini gerektirir bir gelişme olmadığı, aksinin ise ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut olayda; Ankara 9. Aile Mahkemesi"nin 2013/13E-2014/719K sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına ve davalı lehine 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 2014/19734E-2015/4297K sayılı ilamı ile onandığı, davacının karar düzeltme talebinin ise 02.07.2015 tarihinde reddedilerek kararın kesinleştiği, temyize konu nafakanın arttırım davasının ise henüz boşanma davası kesinleşmeden 18.06.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK"nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay ilgili dairesince incelenip karar bağlanır.
Bilindiği üzere bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HUMK md. 76, HMK md. 33).
Somut olayda, dava tarihi itibariyle kaldırılması istenen nafaka tedbir nafakasıdır. Zira, boşanma ilamı henüz kesinleşmemiş durumdadır. Bu nedenle mahkemece, istemin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.20.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.