3. Hukuk Dairesi 2017/1952 E. , 2017/6479 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının Daruşşafaka mah. Acelya sokak Başarı sitesi A-2 blok no:10 nolu dairenin kiracısı iken kira akdinin bitim tarihinden 3 ay evvel tek taraflı olarak kiralananı tahliye ettiğini, kiralananın hor kullanılmasından dolayı hasar meydana geldiğini, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/31 D.iş. Sayılı dosyası ile hasar tespitinin yapıldığını, Şubat ayının kira parasını da ödemediğini, aylık 2.000,00.TL"sı hesabı ile 8.000,00.TL kira gelirinden mahrum kaldığını, 3 ay süre ile daireyi kiraya veremediklerini, site aidat bedelinin 1.100,00.TL olduğunu, 75,00.TL elektrik borcunun da kendisi tarafından ödendiğini, toplam 15.950,00.TL alacağın tahsili için Sarıyer İcra Müdürlüğünün 2010/3525 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; 01.06.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu kiralananda kiracı olan, müvekkilinin sözleşmenin 7.maddesi uyarınca taşınmazı tahliye edeceği hususunu yazılı olarak bir ay önceden davacıya bildirdiğini ve 28.02.2010 tarihinde kiralananın tahliye edilerek anahtarının davacının yetkili kıldığı kişiye teslim edildiğini, ödenmediği iddia edilen Şubat ayı kira parasının ise kira kontratı uyarınca müvekkiline iadesi gerektiği halde iade edilmemiş olan 2.000,00.TL tutarlı depozito bedelinin davacı tarafından alıkonulması ile ödenmiş sayılması gerektiğini, 8.000,00.TL kira gelir kaybı iddiasının yerinde olmadığını, yine taşınmazın hor kullanımından dolayı 6.500,00.TL hasar meydana geldiği yönündeki iddianın haksız ve dayanaksız olduğunu tespit dosyasındaki bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 75,00 TL elektrik kullanım bedeli üzerinden itirazın iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.11.2013 tarih ve 2013/3467 E. 2013/15362 K. sayılı ilamı ile ‘’ Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hor kullanma nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi, tahliye tarihi olarak kabul edilen 18.03.2010 tarihine kadar olan ödenmemiş kira ve aidat alacağına hükmedilmesi gerekirken alacağın reddine karar verilmesinin de doğru olmadığı, öte yandan elektrik, aidat borcunun varlığı ve mahsup imkanı olup olmadığı hususunda da yeterli inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmiş olmasının da hatalı olduğu’’ gerekçe gösterilerek hüküm bozulmuş, bozma sonrasında Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise hüküm; Davanın kısmen kabulü ile, borçlunun itirazının 3.206 TL üzerinden kısmen iptaline, davalının hor kullanma tazminatına ilişkin borca itirazının iptaline, aidat ve elektrik borcu ile ilgili olarak depozito mahsubu ile davacı tarafın bu husustaki itirazın iptaline ilişkin talebinin reddine, davalının takip dosyasındaki tespit masrafına ilişkin itirazının iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Ne var ki icra inkar tazminatı, niteliği gereği ancak itirazın iptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.
Somut olayda, davacı, davalı hakkında Sarıyer İcra Müdürlüğü’nün 2010/3525 sayılı takip dosyası ile aylık 2.000-TL si hesabı ile 2010 yılı Şubat ile Mayıs ayları arası kira ile 6.500,00-TL hasar bedeli, 265,00-TL hasar tespit masrafı, 1.100,00-TL site aidatı ve 75,00-TL elektrik bedeli toplam 15.940,00-TL nin tahsili için icra takibi yapmış, icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan işbu davada davacı vekili davalının % 40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme mevcut olup, takip konusu edilen kira bedelleri konusunda uyuşmazlık olmadığına göre borçlu yönünden kira alacağına yönelik borcun hesabedilebilirliği açık olup, kira alacağının likit olmadığından sözedilemez. Mahkemece kira alacağına yönelik itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı isteğinin de kabul edilen kira alacağı üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden ve alacağın likit olmadığından söz edilerek bu konudaki istemin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün ikinci bentte açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.