3. Hukuk Dairesi 2016/10740 E. , 2017/6496 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... Katürk aralarındaki ziynet eşyası alacağı davasına dair.... 8. Aile Mahkemesinden verilen 09/07/2014 günlü ve 2012/1726 E.- 2014/902 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 15/02/2016 günlü ve 2015/4398 E.- 2016/1753 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının davacıyı dövmesi üzerine davacının kaçarak anne ve babasının evine sığındığını, şahsi eşyalarını alma fırsatının olmadığını, davacının takılarının düğünün hemen akabinde zorla elinden alındığını, davacının takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 26.794,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacıların iddialarının gerçek olmadığını, takıların davacı tarafından götürüldüğünü belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 15.02.2016 tarih, 2015/4398 E. 2016/1753 K. sayılı ilamıyla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
TMK. nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise kendisinin işte olduğu sırada davacı tarafından müşterek evden ayrılırken götürüldüğünü savunmuştur.
Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır.
Davacı taraf, iddiasını ispat için, taraflar arasında görülen boşanma davalarına delil olarak dayanmıştır..... 5. Aile Mahkemesi"nde görülen 2009/1723 E. 2010/1494 K. sayılı ve 14/05/2012 kesinleşme tarihli boşanma kararı incelendiğinde; davacının açtığı dava ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı kocanın davacı kadına yönelik olarak fiziki şiddet uyguladığı, davalının tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfedilecek bir kusurun ispat edilemediği tespit edilmiş, hüküm derecaattan geçerek kesinleşmiştir.
Kesinleşen boşanma davasında verilen hüküm ve bu hükme esas alınan tanık beyanları ile iş bu davada dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, davalı kocadan gördüğü şiddet nedeniyle ziynet eşyalarını alamadan müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı kadın tarafından davaya konu ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığının ispat edildiği gözetilerek, dava konusu ziynet eşyaları ve değerlerinin belirlenmesi suretiyle ulaşılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ile ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin, 15.02.2016 günlü, 2015/4398 Esas, 2016/1753 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 04.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi