1. Hukuk Dairesi 2020/430 E. , 2021/758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAZMİNAT-ECRİMİSİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl davada davacılar, ortak mirasbırakanları ..."in 295 ada 3 parseldeki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümleri davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, ancak işlemlerin manevi baskı, tehdit ve zorlama ile kendilerinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında tescil ile ecrimisil istemişler, tüm bağımsız bölümlerin 3. kişiye devredilmesi üzerine 15.04.2004 tarihli dilekçeyle; tapu iptal ve tescil olmazsa taşınmazların bedelinden miras paylarına isabet eden kısmın tahsilini ve ecrimisil talep etmişler; birleştirilen davada ise tazminat ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Asıl ve birleşen davada davalılar, temliklerin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair ilk karar Dairece, “ıslah nitelikli 15.04.2004 tarihli dilekçeyle bedel istendiğine göre, bu isteğin incelenip, karara bağlanması” gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar bakımından asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece bu kez, “...mirasbırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, davalılar ... ve ...aleyhindeki gerek bedel gerek ecrimisil davaların kısmen kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki her bir davalının edindiği bağımsız bölümlerin satış nedeniyle edindikleri kazanımlarda davacıların miras payları oranında sorumlu olacakları, davalıların taşınmazları elden çıkardıkları tarih itibariyle mevcut nitelikleri gözetilerek belirlenecek gerçek değerin, tazminat hesabına esas alınması gerektiği, ecrimisil hesabında murisin ölüm tarihi ve taşınmazların dava dışı kişiye temlik edildiği tarihin nazara alınması” gerektiği gerekçeleriyle bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece, “...1, 2, 3, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler yönünden davalı ...’ın; 4, 5, 6, 8, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden de davalı ... Vedat’ın tazminattan sorumlu tutulması, davalı ... adına kayıtlı olup da 3. kişiye devredilen 7 numaralı bağımsız bölüm hakkında davalı ... yönünden talep bulunmadığı gözetilerek 7 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddedilmesi, keza ecrimisil yönünden de aynı esaslar nazara alınarak murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için talep de gözetilerek davalılar ... ve ...’ın sorumlu tutularak hüküm oluşturması asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması...” gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece bu kez; “...Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen
bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca; hükmüne uyulan bozma ilamları doğrultusunda asıl ve birleştirilen davalar yönünden, her davada harçlandırılan dava değeri, önceki kararları temyiz edenlerin sıfatına göre usuli kazanılmış hak ilkesi, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kuralı ve davacıların talepleri gözetilerek, asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekliliği de dikkate alınmak suretiyle tazminat ve ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından ve duruşma istekli olarak davalılar ... ve ...vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11.02.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davalı asil ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil iken, ıslah suretiyle tazminat ve ecrimisil; birleşen dava ise tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki; hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl ve birleştirilen davada davalılar ... ve ...’ın tüm, davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 19.04.2016 tarihli karar ile davalı ... lehine asıl ve birleştirilen dava yönünden 3.699,00-TL tek vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu karar sadece davalılardan ... ve ...tarafından temyiz edilmiş, kararın bozulması üzerine verilen 05.02.2019 tarihli kararda ise davalı ... lehine asıl davada 17.950,00-TL, birleştirilen davada ise 16.005,08-TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup 19.04.2016 tarihli kararı davalılardan ... ve ...dışında temyiz eden olmadığından artık bu karar ile hükmedilen vekalet ücreti yönünden davacılar lehine kazanılmış hak (usuli müktesep hak) oluşucağı açıktır. Bu nedenle, bozma kararı üzerine mahkemece verilen 05.02.2019 tarihli kararda önceki kararda olduğu üzere davalı ... lehine 3.699,00-TL tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün A fıkrasının 9 nolu ve B fıkrasının 8 nolu bentleri hükümden çıkarılarak, yerine A fıkrası 9 nolu bent olarak; "Asıl ve birleştirilen davada davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.699,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...’e verilmesine" cümlesinin yazılmasına, asıl ve birleştirilen davada davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.