1. Hukuk Dairesi 2015/15404 E. , 2015/15322 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SİVEREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/640-2013/319
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleşen on üç adet dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, çekişme konusu 527, 528 (ifraz öncesi 28 no"lu parsel), 6 (ifraz öncesi 6 no"lu parsel), 5 (ifraz öncesi 5 no"lu parsel), 1 (ifraz öncesi 1 no"lu parsel), 78, 77, 71, 70 ve 533, 534 (ifraz öncesi 34 no"lu parsel), 537, 538 (ifraz öncesi 29 no"lu parsel), 7 (ifraz öncesi 7 no"lu parsel), 2 (ifraz öncesi 2 no"lu parsel), 3 (ifraz öncesi 3 no"lu parsel), 4 (ifraz öncesi 4 no"lu parsel) sayılı parsellerde mirasbırakanları Abdulkadir Bahçeli adına kayıtlı payların 23.08.1976 tarihli, 1485, 1486 ve 1487 sayılı kararlar ile kamulaştırma işlemine başlandığını, ancak kamulaştırma bedellerinin kendilerine ödenmediğini, davalı idarenin taşınmazları bugüne kadar tasarruf ettiğini, en sonunda da usulüne uygun kamulaştırma yapmaksızın Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, taşınmazlarla ilgili kamulaştırmasız elatmadan doğan tazminat davaları açtıklarını ileri sürerek 1978 yılından dava tarihi olan 13.07.2011 tarihine kadar her bir dava için 10.000,00"er TL ecrimisil istemişler, 13.02.2013 tarihinde davaları ıslah ederek tüm dosyalardaki ecrimisil bedelini toplam 3.620.000,00 TL"ya çıkarmışlardır.
Davalı idare, kamulaştırma bedellerinin ilgililerine ödendiğini, daha sonra taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini, davacıların davada taraf sıfatlarının bulunmadığını, ecrimisil davalarının geriye yönelik olarak 5 yıllık talep edilebileceğini, hem kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat hem de ecrimisil istenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davaların tümünün kabulü ile dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık toplam 3.620.000,00 TL ecrimisile karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Abdulkadir Bahçeli"nin 06.01.1977 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi Kudret ile çocukları Hasan, Abdulvahap, Sıdıka, Makbule ve Akide"nin kaldığı, daha sonra Kudret"in 14.01.1980"de, Hasan"ın 23.06.1994"de, Abdulvahap"ın ise 06.03.2001"de ölümü ile davacıların mirasçı olarak kaldıkları, A... B..."nin tüm mirasçılarının davacı konumunda oldukları anlaşılmaktadır.
./..
Dosyada yapılan incelemede, tamamı tarla vasfındaki dava konusu taşınmazların tapulama tutanakları ile dayanağı belgelerin tüm tedavülleriyle birlikte ve kamulaştırma evraklarının tam ve sağlıklı bir şekilde dosya içine alınmamış olması nedeniyle Hazine adına kayıtlı payların mirasbırakanın payları ile ilgisi kurulamamıştır.
Diğer taraftan, Siverek Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/98 E. 2011/900 K. Sayılı dosyasında davacıların 70, 71, 75, 76, 77 ve 78 parsel sayılı taşınmazlar için 31.01.2011 tarihinde açtıkları kamulaştırmasız elatılan taşınmazların bedelinin tahsiline yönelik davanın kabul edilerek ve derecaattan geçerek 04.03.2013 tarihinde kesinleştiği, yine davacıların 31.01.2011 tarihinde açtıkları Siverek Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/99 E. 2011/899 K. Sayılı dosyasında 28, 29, 33 ve 34 sayılı parseller için kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan taşınmazların bedeline hükmedilerek ve derecaattan geçerek 10.12.2012 tarihinde kesinleştiği, yine davacılar tarafından 31.01.2011 tarihinde açılan Siverek Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/100 E. 2011/907 K. Sayılı dosyada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 no"lu parseller için aynı nitelikli dava kabul edilerek ve 5. Hukuk Dairesince onanarak 18.12.2012 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koyması durumunda idare haksız işgalci konumunda olacaktır. Bu durumda dava konusu taşınmazlardaki davacıların mirasbırakanı Abdulkadir Bahçeli"nin paylarına ilişkin kamulaştırmaların hangi tarihte yapıldığı, kamulaştırma kararlarının kesinleşip kesinleşmediği ve taşınmazların kamulaştırma kararına istinaden hangi tarihte idare adına tescil edildiğinin belirlenmesinde zorunluluk vardır. Zira mülkiyet hakkının idareye geçmesinden sonra davacılar mülkiyet hakkına sahip olmadıkları için ecrimisil istiyemiyeceklerdir. Mülkiyet hakkı davalı tarafa geçmemişse bile davalının zamanaşımı savunması da göz önünde tutularak davacılar en fazla dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil isteyebilirler..
Öte yandan, kamulaştırma kararları kesinleşmemiş veya kamulaştırma kararları geçersiz ise taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak yerin kamulaştırılması istenildikten sonra, dava tarihinde bu yerin mülkiyetini idareye devir etmeye razı olduğundan, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının tarihi olan 31.01.2011 tarihinden sonraki dönem için hem ecrimisil hem de faiz istenemez.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
../...
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince;
mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların her birinin kayıtları ve kamulaştırma evrakları doğru ve eksiksiz bir şekilde dosya içine alınmamış, beyanlar hanesinde kamulaştırma şerhi olanların akibeti araştırılmamış, davacıların mirasbırakanına ait payların hangi tarihte idare adına tescil edilip edilmediği saptanmamış, tapu kayıtları ve kamulaştırma kayıtları tam ve sağlıklı bir şekilde incelenmeden, hüküm kurmaya elverişsiz eksik ve yüzeysel bilirkişi raporlarına dayanarak karar verilmiştir. Diğer taraftan, davacıların ecrimisil isteme haklarının doğduğu ve ecrimisil isteyebilecekleri dönem belirlenmiş olsaydı bile bilirkişilerce ecrimisil hesabı yukarıda gösterilen ilkeler uyarınca da yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca; dosyadaki eksikliklerin tamamlanmasından sonra yerinde keşif yapılarak içlerinde ziraat mühendisinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyetince inceleme yapılarak ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip, tespit edilen bu değere sonraki yıllar için enflasyon rakamları yansıtılarak ecrimisilin hesaplanması, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bilirkişi raporu aldırılması, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihi olan 31.01.2011 tarihinden geriye doğru ( eldeki dosyaların dava tarihinden geriye doğru 5 yılılık zamanaşımını geçmemek üzere) olan dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, bu tarihinden sonraki dönemi de kapsayacak şekilde, yetersiz soruşturma ve eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
.../....
Davalı vekilinin temyiz itirazlar yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.