16. Hukuk Dairesi 2016/6304 E. , 2016/5302 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, .. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 23.12.2013 havale tarihli rapor ve eki krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 29.762,03 metrekarelik kısmın davacı ... adına; aynı rapor ve krokilerde kalan kısım olan 10.728,63 metrekarelik kısmın davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili ve ... Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava ve temyize konu (A) harfi ile gösterilen taşınmazı davacı uzun yıllardır zilyetliğinde bulundurup tarla haline getirdiği, mera durumunun söz konusu olmadığı, hava fotoğraflarının harita genel komutanlığından sorgulanması neticesinde dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait 1955, 1980 ve 1991 yıllarında çekilmiş fotoğrafların bulunduğu, başka herhangi bir fotoğrafın bulunmadığı, dava tarihinin 1998 olduğu, 1980 yılı ile dava tarihi arasında 18 yıl geçmiş olduğu 20 yıllık sürenin dolmadığı ancak bunun davacının 1980 yılında çekilen hava fotoğrafından önce yani 1970"li yıllarda taşınmazda tarımsal faaliyet yapmadığı anlamında yorumlanamayacağı; zira bu yönde davacı lehine tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının bulunduğu 1970"li yıllara ait hava fotoğrafının bulunmadığı ve bu sebeplerle davacı lehine fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz yönünden TMK"nın 713 maddesinde düzenlenen şartların oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli değildir. Dava TMK"nın 713. ve Kadastro Kanunu"nun 17. maddesine dayanan tescil davasıdır. Gerek mahkemece yapılan araştırmada gerekse dairemizin 17.11.2015 tarihli geri çevirme kararı uyarınca dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl (1983-1978-1973) öncesine ait dava konusu taşınmazları kapsayan hava fotoğrafının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde dava konusu taşınmazın ziraate elverişsiz arazi vasfıyla tespit harici bırakıldığı dikkate alındığında imar-ihyanın başladığı ve bittiği tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığı tarihin tespit edilmesi önem taşımaktadır. Mahkemece taşınmaz başında yapılan 15.10.2003 tarihli keşifte dava konusu taşınmazın keşif tarihi itibariyle 25 senedir ekilip dikildiği beyan edilmiş; bu keşif sonucu düzenlenen 24.03.2004 tarihli zirai bilirkişi raporunda ise bilirkişi beyanlarıyla uyumlu olarak 25 yıldır tarıma açıldığı, imar-ihyasının tamamlandığı belirtilmiş ve yine 25.10.2013 tarihli ikinci keşifte alınan beyanlar ve düzenlenen zirai bilirkişi raporunda davacının uzun yıllardır kullanımında olduğu belirtilmiş ve dava konusu taşınmazın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren en az 15-20 yıldır kullanıldığı belirtilmiş ise de imar-ihyanın başladığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığı tarih hususunda alınan beyanlar uyuşmazlığı çözmeye yeterli olmadığı gibi zirai bilirkişi raporları da bu hususu aydınlatmak bakımından yetersizdir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için taşınmaz başında 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu, fen bilirkişi ve yöreyi ve taşınmazın evveliyatını iyi bilen taraflarla akrabalığı ve husumeti olmayan tarafsız yerel bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, taşınmazda imar-ihyanın başladığı ve bittiği tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığı tarih hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yine ziraat bilirkişi kurulunca çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihi ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorulmalı, taşınmazların imar planı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kanun"un 17. maddesi göz önüne alınarak varsa imar planının onay tarihinden önce 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı belirlenmeli, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.