Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4394
Karar No: 2021/779
Karar Tarihi: 15.02.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4394 Esas 2021/779 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/4394 E.  ,  2021/779 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 22166 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümünü ihtiyaçları nedeni ile satışa çıkardığını, dava dışı emlakçı Nilüfer’in aracılığı ile davalı ..."nin maliki olduğu 336 sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölüm ile 10 numaralı bağımsız bölümünün trampa edilmesi konusuda anlaştıklarını, davalıların 31.000 TL nakit ödeme yaptıklarını, 21.000,00 TL tutarındaki kredi borcunu da ödediklerini ve toplam 50.000,00 TL tutarında da iki adet teminat amaçlı senet verdiklerini, kendisinin de davalılara inararak dava konusu daireyi davalı ..."e devrettiğini, ancak kendisine trampa ile temlik edilmesi gereken 3 nolu bağımsız bölümün devrinin yapılmadığını, iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek davalı ... adına olan kaydın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davacı ile trampa konusunda anlaşmadıklarını, 31.000 TL"nin ve kullanılan 80.000 TL kredi bedelinin, içerisinden 5.000 TL emklakçı parası alındıktan sonra kalan miktarın, davacıya satış bedeli olarak verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının aldatma ve taraflar arasında takas sözleşmesi bulunduğu iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece; “...Somut olayda, usulüne uygun ön inceleme duruşmasının yapılmadığı ve uyuşmazlığın niteliğinin belirlenmediği açıktır. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca ön inceleme duruşmasının yapılması ve sonrasında bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline, davacı tarafından depo edilen 52.000 TL’nin de davalı ...’e ödenmesine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ın 2 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümü 25.12.2012 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği, davacının trampa yapılacağını iddia ettiği 4 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün ise davalı ...’ın dava dışı annesi Gülhan’a ait iken 13.05.2013 tarihinde dava dışı ...’e temlik edildiği, ...’in de 18.04.2016 tarihinde taşınmazı dava dışı ...’e devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 39. (eski Borçlar Kanunu"nun 31. maddesi) maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılaın) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.1983 gün ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.
    Somut olaya gelince, davacı dava dilekçesinde kendisine ait 10 numaralı bağımsız bölümün davalı ...’ye ait olduğunu zannettiği 3 numaralı bağımsız bölüm ile takas edileceğini, bunun karşılığında 3 numaralı bağımsız bölümün 50.000,00 TL tutarındaki kredi borcunu üstleneceğini, kendisinin borçları için de 52.000,00 TL (31.000,00 TL nakit ödeme, 21.000,00 TL tutarındaki kredi borcunun ödenmesi) verildiğini, 3 numaralı bağımsız bölüm kendisine devredilinceye kadar da teminat olması için her biri 25.000,00 TL tutarında iki adet senet verildiğini ileri sürerek hileye düşürüldüğü iddiası ile eldeki davayı açmış ise de bu konuda mahkemece hüküm kurmaya yeterli bir inceleme yapılmadan sonuca gidilmiştir.
    Hal böyle olunca, öncelikle davacının bildirdiği tanıkların dinlenilmesi, davalı tarafa 23.11.2016 tarihinde tanık listesi bildirmesi için verilen kesin sürenin sonuçlarının anlatılmaması nedeniyle usulüne uygun olmadığı dikkate alınarak tanık listesi sunması için usulüne uygun süre verilmesi, usulüne uygun olarak bildirilen taraf tanıklarının dinlenilmesi ile yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak temlikin hile ile gerçekleşip gerçekleşmediğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı ... vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi