1. Hukuk Dairesi 2019/4258 E. , 2021/780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar (... hariç) vekili ve davalılar (davalı ... hariç) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ..."in maliki olduğu 1238 ve 1239 parsel sayılı taşınmazları 18.02.1977 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile tek erkek evladı olan davalıların babası ..."e temlik ettiğini, anılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa 10.000,00 TL tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakan babaları tarafından bakım borcunun yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...Mirasbırakan ... 1977 tarihli işlem ile terekesinin tamamını oluşturan çekişme konusu 1238 ve 1239 parsel sayılı taşınmazları oğlu davalıların babası ..."e temlik etmiştir. Her ne kadar iddia ve savunma doğrultusunda tarafların gösterdiği tanıklar dinlenmiş ise de, dinlenen tanıklar dava dışı ..."nin terekesinin taksimine yönelik beyanlarda bulunmuş olup, murisin temlik tarihindeki kastına yönelik tanıkların bilgisine başvurulmamıştır.... murisin temlik tarihindeki gerçek iradesinin tespiti bakımından taraf tanıklarının tekrar dinlenilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda kayıt malikinin iyi niyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescili talebinin reddine, terditli istek olan bedel yönünden davanın kabulü ile ... mirasçıları olan davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 1238 ve 1239 parsel sayılı taşınmazlarını 18.02.1977 tarihli ölünceye kadar bakma akdiyle oğlu olan davalıların mirasbırakanı ... ..."e temlik ettiği, 1915 doğumlu olan mirasbırakanın 18.06.1988 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak tarafların (kızı ..., mirasbırakandan sonra ölen kızı ...’ın çocukları ..., mirasbırakandan sonra ölen kızı ...’ün çocukları ..., , mirasbırakandan önce ölen kızı Hanife’nin çocukları ..., ..., ...,..., ..., mirasbırakandan sonra ölen oğlu ...’in eşi ... ile çocukları ...) kaldığı, ...’in 2009 yılında öldüğü, dava konusu taşınmazların da 05.07.2011 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği ve aynı gün de davalı ...’a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
Somut olaya gelince, mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla temlik yaptığı konusunda somut bir olgu ortaya konulamadığı gibi davacıların tanıklarının beyanlarından mirasbırakan ...’in davalıların mirasbırakanı oğlu ...’e dava konusu taşınmazları bakım kaşılığı verdiği, devrin muvazaalı olmadığı, tanık Muazzez’in bozma öncesi ve bozma sonrası beyanlarının çelişkili olduğu gözetilerek dikkate alınmaması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın bedel talebi yönünden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmamasına rağmen davalı ...’nin sonradan davaya dahil edilmesi de doğru değildir.
Davalılar (davalı ... hariç) vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılar (... hariç) vekilinin temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.