1. Hukuk Dairesi 2015/14467 E. , 2016/2059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasındaki davadan dolayı... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.06.2012 gün ve 2010/59 esas 2012/186 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 5.11.2013 gün ve 15705-15168 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, olmadığı takrirde tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 60524 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 61/164 payı bakımından tapu iptali ve tescil isteğinin; 60524 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 103/164 pay ile 60448 ada 1 ve 62698 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Dairece onanması üzerine, davalılar vekili süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen karar düzeltme istekleri yerinde değildir. Reddine.
Ne var ki, eksikliğin tamamlanması yolu ile getirtilen kayıt ve belgelerden, davalı ..."un 4909 parsel sayılı kadastro parselinde 8.3.1978 tarihli satış işleminden 223/302990 payı ile 14.2.1994 tarihli satış işleminden 222/302990 payının bulunduğu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak, davalı ..."un 60521 ada 3, 60448 ada 1 ve 60474 ada 1 parsel (sonraki imar uygulaması ile 62698 ada 1 parsel oldu) sayılı taşınmazlarda üçüncü kişilerle birlikte paydaş olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; davalı ..."un 1978 tarihli işlemle edindiği 223/302990 payın muvazaa iddiasına konu olamayacağı mahkemenin de kabulünde olup, esasen davacıların davaya konu ettikleri payın 1994 tarihli işlemle edinilen pay olduğu açıktır.
Ancak; davalı ..."un kadastro parselindeki payının ne oranda imar parsellerine yansıtıldığı belirlenmiş değildir. Kaldı ki, harita bilirkişisi tarafından verilen 23.11.2012 tarihli raporda bu hususa dikkat çekilmiş, davalı ..."un kadastro parselindeki payının tamamının imar uygulamasına tabi tutulmak suretiyle dava konusu imar parsellerinin oluştuğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Öte yandan, 60524 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 103/164 payın dava dışı üçüncü kişiye ait olduğu, gerek imar parselinde, gerekse imar parselindeki 103/164 payın karşılığı olan kadastro parselinde anılan payın maliki olan kişilerin mirasbırakan ... ile ya da davalılarla bir bağlantısının olmadığı görülmektedir.
Hâl böyle olunca, öncelikle dava konusu taşınmazların imar uygulamasına dayanak tüm kayıtlarının (geldi ve gitti tüm tapu kayıtları, imar dağıtım cetvelleri vs.) getirtilmesi, davalı ..."un 4909 parsel sayılı kadastro parselindeki payının ne oranda imar uygulamasına yansıtıldığı hususunda uzman bilirkişiden açıklayıcı ve denetime elverişli şekilde rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, 60524 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 103/164 payın mirasbırakan ... ile ya da davalılarla bir ilgisinin olmadığı gözetilmeksizin, bu payın kabul kapsamına alınması da isabetsizdir.
Anılan bu husus davalılar vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 05.11.2013 tarihli ve 15705-15168 sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 07.06.2012 tarihli, 2010/59 Esas, 2012/186 Karar sayılı kararının açıklanan bu nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.