Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14309
Karar No: 2016/2067

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/14309 Esas 2016/2067 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/14309 E.  ,  2016/2067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili ve fer’i müdahil tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
    Davacı, 2357 parsel sayılı arsa nitelikli, üzerinde 12 daireli ruhsatsız bina bulunan taşınmazda 1/6 pay sahibi olduğunu, kullanımına bırakılan daireyi davalının haksız biçimde kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile 2003 yılından dava tarihine kadar hesaplanacak şimdilik 20.000-TL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı, davacı ile yüklenici ... arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusunda çekişme konusu taşınmaz üzerindeki binanın inşa edildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre yükleniciye bırakılan 3 nolu dairenin 24/06/2000 tarihinde adi yazılı sözleşme ile eşi... tarafından satın alındığını, taşınmazda haksız işgalci olmadığını, davacının kendi dairelerini 3.kişilere sattığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 2357 parsel sayılı taşınmazda davacının 1/12 pay, fer’i müdahil yüklenici ...’ın 1/6 pay sahibi oldukları , kalan payların dava dışı şahıslara ait olduğu, davacı ve yüklenicinin 10/02/1998 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/65 E. sayılı dosyasında görülen davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, yüklenicinin karşı davasındaki tescil isteminin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 11/12/2003 tarihli ilamı ile onandığı, yine yüklenici tarafından eldeki davanın davacısı aleyhine....Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/278 E. sayılı dosyası ile taşınmazın 1/12 payına tekabül eden 3 nolu dairenin tapusunun iptali ile adına tescili istemi ile açtığı davanın da redle sonuçlandığı, davaya konu dairede halen davalının oturduğu, 2357 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği ile kayıtlı olduğu, üzerinde 12 daireli bina olduğu, kat irtifakı veya kat mülkiyetinin kurulu olmadığı, yargılama aşamasında taşınmazda paydaş olan yüklenicinin bir kısım payını davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

    Bu durumda taraflar arasındaki anlaşmazlığın paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi istemine dönüştüğü açıktır.
    Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu"nun (BK) 213., Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince, mahkemece yukarıdaki ilkeler uyarınca bir araştırma yapılmış değildir.
    Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının açıklığa kavuşturulması, oluştu ise 3 nolu dairenin kime özgülendiğinin belirlenmesi, davacının kullanımına bırakıldığı belirlenirse davanın kabul edilmesi, aksi halde paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek davacının taşınmazda kullandığı ya da kullanabileceği bir bölüm olup olmadığının saptanması; kullandığı ya da kullanabileceği bölüm varsa davanın reddedilmesi, aksi halde pay oranında davanın kabul edilmesi, ecrimisil isteğinin reddine ilişkin kararın davacı tarafından temyize getirilmemesi nedeni ile kazanılmış hakkın gözetilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi