1. Hukuk Dairesi 2016/1340 E. , 2016/2136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ,TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava; itirazın iptali, birleşen dava ise masrafların tazmini isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 13 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız biçimde kullanılması nedeniyle ecrimisil alacağı için başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takbin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı davacıdan haricen satın aldığını, icra takibinin haksız olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş, birleşen davada ise iyiniyetli olarak yaptığı faydalı masrafların ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, mülk sahibinin rızası olmaksızın yapılan faydalı masrafların taşınmazın gelirini geçemeyeceği gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu mesken niteliğindeki 13 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından 19.9.2007 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/111 esas sayılı dava dosyasında davalı aleyhine 13 nolu bölüm için elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği ile açılan davada, mahkemece elatmanın önlenmesine ve Dairenin bozma ilamı doğrultusunda 4.9.2009 - 19.9.2009 dönemi için 125,00 TL ecrimisilin hüküm altına alındığı, kararın derecattan geçerek kesinleştiği, daha sonra... İcra Müdürlüğünün 2010/10336 esas sayılı dosyasında ise davacı tarafından davalı aleyhine 19.9.2007 – 1.6.2010 (tahliye tarihi) dönemine ait 8.085,00 TL ecrimisil alacağı için 3.6.2010 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine 10.6.2010 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişinin hazırladığı raporda, 19.9.2009 tarihinden eldeki davanın açıldığı 12.8.2010 tarihleri arası dönem için toplam 3.595,00 TL ecrimisil, birleşen davada ise toplam 9.200,00 TL masraf hesaplandığı, her iki miktarın mahsubu sonucu asıl davanın davacısının davalıya karşı borçlu olduğu benimsenerek davaların reddine karar verilmiştir.
Ne var ki; icra takibinden önce ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 19.9.2007 tarihinde açılan 2011/111 esas sayılı davada, Dairenin bozma ilamında 4.9.2009 – 19.9.2009 arası dönem için ecrimisil hesaplanması gereğine değinilmiş ise de anılan tarihlerin maddi hataya dayalı olduğu, o davada ecrimisil hesabının 4.9.2007 – 19.9.2007 dönemi için yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Nitekim davacı tarafından eldeki davaya konu icra dosyasında da Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava tarihinden (19.9.2007) itibaren ecrimisil alacağı için icra takibi başlatılmıştır.
Diğer taraftan; birleşen dava yönünden hesaplanan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğuda söylenemez.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 995/2. maddesi " iyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir" hükmünü içermektedir. Oysa mahkemece bu yasal düzenleme üzerinde durulmadan faydalı masraflardan söz edilerek sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; asıl davada, icra takibine konu dönemler (19.9.2007-1.6.2010) için ecrimisil hesabının yapılması, istenen bedel aşılmamak suretiyle belirlenecek miktar üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi, birleşen davada ise TMK"nın 995/2. maddesi gözetilerek hesaplanacak zorunlu masrafların hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; birleşen dava yönünden ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/21 Değişik İş sayılı dosyasında hesaplanan masraflar ve eldeki davada hesaplanan masraflara ilişkin bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden sonuca gidilmesi de isabetli değildir.
Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.