1. Hukuk Dairesi 2019/847 E. , 2021/791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 139 ada 14 parsel sayılı taşınmaz maliki olduğunu, yeğeni olan davalının kendisine ait taşınmazın sehven adına tescil edildiğini,yanlışlığın karşılıklı olarak tapuda düzeltileceğini bildirmesi üzerine tapuda devir işlemi gerçekleştirdiklerini, elektrik aboneliği sırasında da kendi taşınmazını devrettiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davacının devrettiği 219 m2 evin dedesinden intikal ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispat külfetinin yer değiştirdiği,davalının taşınmazı devralmasının haklılığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “Türk Medeni Kanununun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca; davanın taraflarından her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür.Somut olaya gelince; mahkemece ispat yükünün davalıya ait olduğu belirtilmiş ise de, iddianın ileri sürülme şekline göre, ispat yükünün davalıya çevrilmesi isabetsizdir. İspat yükü davacıdadır. Yukarıda belirtildiği gibi hile her türlü delille ispatlanabilir.Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda tarafların gösterdiği dosyada toplanacak deliller ve taraf tanıklarının hile iddiası yönünden yeniden dinlenerek sonucuna gidilecekken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda taraflarca takip edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 22.12.2016 tarihli Daire bozma ilamından sonra duruşma gününü bildirir bozma tensip zaptının davacıya tebliğ edilmeyip, sadece davalı vekiline tebliğ edildiği, 17.05.2017 tarihli celseye davacı tarafın katılmadığı, davalı vekilinin ise uyap sistemi üzerinden mazeret dilekçesi gönderdiği ve mahkemece 6100 sayılı HMK.nun 150/1. maddesi gereğince yenileninceye kadar dosyanın 1. kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yargılamanın sağlıklı biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa"nın 36. maddesiyle en temel hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı karşısında, mahkeme tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasa’nın 90/son maddesi aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 150.maddesinde;
1-) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
2-)Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine,yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli biz özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf,yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
3-) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.
4-)Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün,saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava eski davanın devamı sayılır.
5-) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
6-) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır.
7-) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır. düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davacıya bozma sonrası duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, hak arama özgürlüğü ve hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil eder.
Hal böyle olunca; tarafların usulüne uygun şekilde oturuma çağrılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek 17.05.2017 tarihli celsede davanın işlemden kaldırılması ve buna bağlı olarak da açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.