1. Hukuk Dairesi 2015/767 E. , 2016/2223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, ... Kadastro Mahkemesi"nin 1994/296 Esas, 200/12 sayılı kararı ile 1908, 1918, 1921 ve 1934 parsel sayılı taşınmazların 1/3 payının davacı ... adına tescil edildiğini, ..."ın da 2007 yılında 1918 ve 1934 parsel sayılı taşınmazlardaki payını oğlu olan diğer davacıya devrettiğini, taşınmazdan yararlanma ve paylaşma isteklerini davalıların kabul etmemesi üzerine ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2002/730 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan ortaklığın giderilmesi davasının kabul edilerek satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, geçmiş döneme ilişkin açılan ecrimisil davalarının kabul edildiğini, buna rağmen davalıların taşınmazları kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek, 27.12.2008 tarihinden dava tarihine kadarki dönem için şimdilik 3.500.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, paylaşım girişimlerine davacıların yanaşmadığını, 1908 nolu parsel yangından etkilendiğinden kimse tarafından kullanılmadığını, diğer parsellerde ise davacıların paylarının boş vaziyette durduğunu, her birinin taşınmazlarda kullandıkları alanların farklı farklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda tarafların paydaş oldukları, davacıların kullandıkları bölümlerin bulunmadığı, daha önceki dönemlere ilişkin açmış oldukları ecrimisil davalarının kabul edildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 3.500.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeye konu 1908, 1918, 1921 ve 1934 parsel sayılı taşınmazlarda tarafların paydaş oldukları kayden sabittir.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, her ne kadar dava konusu taşınmazlarda davacıların kullandığı yer bulunmadığı belirlenmiş ise de, mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 18.08.2014 tarihli raporda; ecrimisile konu taşınmazlar üzerinde boş olan ve işlenmeyen alanlar olduğunun belirtilmiş olması karşısında, tarala vasıflı olan dava konusu taşınmazlarda davacıların kullanabilecekleri bölümlerin bulunup bulunmadığı belirlenmiş ve değerlendirilmiş değildir.
Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak, ecrimisile konu taşınmazlarda davacıların paylarına karşılık kullanabilecekleri yer bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.