19. Ceza Dairesi 2019/23945 E. , 2019/7563 K.
"İçtihat Metni"Muhtelif internet sitelerinde yayınlanan haberlerde kişilik haklarının ihlâl edildiğini iddia eden ilgilileri ..., ... ve ... vekilleri tarafından yapılan erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Samsun 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/3535 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/12/2018 tarihli ve 2018/5408 Değişik İş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 19/03/2019 gün ve 1953 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2019 gün ve KYB. 2019/31430 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 9/1. maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” ve anılan maddenin 3. fıkrasında “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, itiraz merciince erişimin engellenmesi talep edilen haberlerde kişilik haklarına saldırı olmadığından bahisle itirazın reddine ilişkin karar verilmiş ise de;
Erişimin engellenmesi talebinin söz konusu olduğu başka bir olayla ilgili olarak Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/15510 esas, 2017/5325 karar sayılı ilâmında yer alan, " Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir : "...Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır. Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir..." Yukarıda yapılan açıklamalar ve genel ilkeler bağlamında somut olay değerlendirildiğinde; başvuruya konu haberlerin ilk kez yayınlandıkları tarihte, her hangi bir eleştiri veya yorum yapılmaksızın internet üzerinde yorumsuz biçimde yayınlanmalarının, olay tarihinde kişilik haklarına karşı bir saldırı veya ihlal içermediği, bu hâliyle ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği, başvuranların beraat etmeleri sonucu, aradan geçen dokuz yıl sonra, haberin "güncellik" değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte "gerçeklik ve doğruluk" kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı, habere konu olan yargılama sürecinin tüm aşamalarıyla sona ermesiyle birlikte, habere konu olan kişiler için haksızlık içeren durumun, toplum tarafından öğrenilmesinin, geçmişte gerçeklik ve doğruluk payı varmış gibi ifşa edilmesi anlamına gelebileceği, dolayısıyla adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, başvuranların beraatle sonuçlanan bir yargı sürecinde gözaltına alınması ve tutuklanması süreçlerine dair haberin basının arşivinde bulunmasının, haberin kamu yararı için gelecekte hatırlanması veya istatistiki açıdan değerlendirilmeye alınması gibi işlevi de taşımadığı, dolayısıyla haberin yayında kalmasının, toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı gibi, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi de olmadığı, haberin içeriğini oluşturan kişilerin; toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle, suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği, ayrıca bu bilgilerin sadece devletin belirli organlarınca kayıt altında tutulabileceğinin, başvuranların isimlerinin ad ve soyadı şeklinde açıkça yazılması suretiyle "örgüt, fuhuş ve insan ticareti" gibi kelimelerin yanında anılmaya devam etmesinin, şeref ve haysiyetlerine karşı bir eylem olduğu gibi, bu nedenle gözaltına alındıkları bilgisinin arşivlenmesinin kişisel verilerin izinsiz olarak işlenmesi ve yayınlanması anlamına geleceği, yukarıda yer alan değerlendirmeler karşısında, başvuranların istememesine rağmen, geçmişlerinde yer eden olumsuz tecrübelere dair haberlere, toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının başvuranların kişilik haklarını zedelediği, sonuç ve kanaatine varıldığından ..." şeklindeki açıklamalar ve talepteki haber içeriklerine konu kişinin ilgililerin babası ve eşi olduğu nazara alındığında, ilgililerin istememesine rağmen, vefat eden kişi ile ilgili intihar haber arşivlerine erişimin kolaylaşmış olmasının kişi hakkında yapılan haberin unutulmasına fırsat vermeyen bir sanal ortam meydana getirmesi ve bu durumun internetin yaygınlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ilgililerin hatırlanmasını istemedikleri hususların sürekli olarak karşılarına çıkması ihtimalini kuvvetlendirmesi ile söz konusu haber arşivlerine toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının ilgililerin kişilik haklarını zedelediği anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5651 sayılı Kanun"un "İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" başlıklı 9. maddesi;
"(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır.
(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.
(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.
(5) Hâkimin bu madde kapsamında verdiği erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir.
(6) Hâkim bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(7) Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.
(8) Birlik tarafından erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğe erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir.
(9) Bu madde kapsamında hâkimin verdiği erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır.
(10) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır." hükümlerini amirdir.
İfade ve Basın Özgürlüğüne, kişilik hakları, kişisel verilerin korunması ve unutulma hakkı kavramlarına dair ulusal ve uluslararası mevzuat, doktrin ve başta Anayasa Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli, 2013/5653 bireysel başvuru sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.06.2015 tarihli, 2014/4-56 E. ve 2015/1679 K. sayılı kararı, Dairemizin 24.09.2018 tarihli, 2018/3318 E., 2018/9281 K. ve 05.06.2017 tarihli, 2016/15510 E., 2017/5325 K. sayılı kararları olmak üzere emsal nitelikteki yüksek mahkeme kararlarında da belirtildiği üzere;
Mahkemelerin, internet haber arşivinin herhangi bir gerekçe olmaksızın ve tamamen ortadan kaldırılması amacıyla değil, internet arşivinde kişilerin şeref ve saygınlığına yönelen, kişilerin özel hayatı ve kişisel verilerinin kamu yararına katkı sağlamayacak şekilde işlenen, ayrıca güncelliğini yitiren ve tarihsel bir veri olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılan yayınların, makul, haklı ve ispatlanabilir talepleri halinde, toplumun sürekli erişimine açık halde tutulmasının "unutulma hakkı" kapsamında, ifade ve basın özgürlüğünün özüne halel getirmeyecek şekilde engellenmesi amacıyla kararlar verebileceği değerlendirilmektedir.
Kanun yararına bozma talebine konu somut olayda;
Başvuranlar, intihar sonucu vefat eden bir emniyet müdürünün ailesi olduklarını, olay sonrasında internet üzerinden yayın yapan yaklaşık 300 adet değişik haber sitesinde intiharın sebebinin, vefat edenin maddi sıkıntıları, borçları ve meslekte kendisi ile aynı durumda olan diğer müdürler arasındaki ekonomik ve sosyal imkanların farklılığı gibi durumlardan kaynaklandığının yazıldığını, bu haberleri okuyan kötüniyetli kişilerin başvuran aileyi sürekli olarak telefonla veya başka şekillerde rahatsız ettiklerini, kendilerinden para istediklerini, internette yer alan tüm haberlerin güncelliğini yitirdiğini, aile ve özel hayata dair bir olumsuz anı olarak hatırlanan olayın anlatılmasında kamu yararının kalmadığını, bu nedenle artık yayınlanmasını istemediklerini belirterek adı geçen haberlerin yer aldığı internet URL adreslerine erişimin engellenmesini talep etmişlerdir. Dilekçe ekinde URL adreslerini eklemişler, ancak bu sayfaların hepsinden tarihleri de gösterir şekilde birer çıktı almamışlardır.
Başvuranların talebi, Samsun 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/3535 Değişik İş sayılı kararıyla; söz konusu haberlerde kişilik haklarının ihlal edilmediği, olayın haber niteliği taşıdığı gerekçesiyle, başvurunun yapıldığı gün dosya üzerinden reddedilmiştir. Karara karşı yapılan itirazın ise kararda bir isabetsizlik olmadığı sebebiyle reddedildiği görülmüştür.
Yukarıda yazılı mevzuat ve emsal kararlarda belirtildiği üzere, somut uyuşmazlığın çözümü için yerel mahkemece yapılması gereken, başvuranın dilekçesinde belirtilen tüm URL adreslerinde yer alan haberler üzerinde, alanında uzman bir bilirkişi yardımıyla, araştırma ve inceleme yapılarak yayın içeriklerinde başvuranların emniyet müdürü olan yakınlarının kişilik haklarını ihlal eden nitelikte yayınların bulunup bulunmadığının araştırılması ve 5651 sayılı Kanun"a aykırı olarak yapıldığı tespit edilecek yayınlara, kişilik haklarının ihlali, kişisel veriler ve unutulma hakkı kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi gerekirken, dilekçedeki URL adreslerinde yer alan haberlerin içeriğinin dosyada denetime elverişli şekilde incelenmeksizin talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/12/2018 tarihli ve 2018/5408 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 29/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.