MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sırasında davalılar vekili tarafından reddi hakim yoluna başvurulmuştur.
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekili tarafından verilen 14.10.2015 havale tarihli dilekçe ile "...Hakimin, ön inceleme duruşması yapmadan, delilleri toplamadan ve tanıkları dinlemeden keşif kararı verdiğini, müvekkillerinden ..."e bağırdığını, delillerini sunmalarına, tanıklarını hazır etmelerine rağmen hakimin tanıkları dinlemediğini, sundukları delilleri incelemediğini, tanıkların beyanlarını tutanağa eksik geçtiğini, tanıklara bağırarak baskı kurduğunu, taarafsızlığını yitirdiğini..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur.
Reddedilen hakimin, talebin reddinin gerektiği, ancak kendisi hakkında ..."na şikayette bulunulduğundan vereceği her türlü kararda taraflarda tereddüt oluşacağı gerekçesiyle davadan çekildiğine dair görüş bildirmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, red talebinde bulunanın 2.000.-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına , çekilme isteğinin kabulüne ilişkin verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.03.2016 gün ve 2016/1255 E. - 2016/3703 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Hakimin reddi için, davalı tarafından ileri sürülen sebeplerin işin esası yönünden temyiz sebebi olup, HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığından reddi hakim talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre davanın devamı sırasında taraflardan birinin hakim hakında şikayette bulunması veya dava açması red sebebi kabul edilmediği gibi yargılama sırasında hakim tarafından taraflardan biri hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması halininde çekilme nedeni olarak kabul edilmediği, bu nedenle çekilme talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğu, kabule görede çekilme talebinin kabulüne karar verildiği halde davalıların ne şekilde kötüniyetli olduğu kabul edilerek aleyhlerine para cezasına hükmedilmesininde doğru olmadığı ..." belirtilmiştir.
Merci tarafından bozma kararına uyulduktan sonra reddi hakim talebinin ve hakimin çekilme talebinin reddine, davalıların kötüniyetli oldukları yönünde kanaata varılamadığından disiplin para cezasına hükmedilmemesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 10.11.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.