TEBLİĞNAME : 1-B/2011/84371
MAHKEMESİ :(MERSİN) Birinci Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO :28.10.2010 -168/465
SUÇ :Kasten öldürmeye teşebbüs

M.. Ö.."ı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık B.. A.."in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (MERSİN) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.10.2010 gün ve 168/465 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin vesaireye, sanık müdafiinin eksik incelemeye, meşru savunmaya, suç vasfına, tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
A) Sanık mağdura bıçakla 5 kez vurması sonucu sol meme başında, sol arka aksiller hattın kosta yayı ile kesiştiği noktada, sol deltoid ve sol dirsek altında kesi oluşturmak suretiyle, solda hemotoraks, sol böbrekte laserasyon, sol böbrek arter ve venide yaralanmayla, sol böbreğin alınmasına neden olup, hayati tehlike de doğuracak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alındığında, 5237 sayılı Yasanın 9-15 yıl arasında ceza öngören 35 maddesinin uygulanması sırasında cezanın üst sınıra yakın tayini yerine 13 yıl olarak belirlenmesi,
B) Sanığın yaşı konusunda 17.08.2010 tarihinde Adana Devlet Hastanesi ve 30.06.2010 tarihinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen raporlar ve bu raporların dayanağını teşkil eden grafilerin sanıkla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkalığına sevkinin sağlanarak, sanığın suç tarihi olan 17.02.2010 tarihinde tereddüte yer
vermeyecek biçimde onsekiz yaşını bitirip bitirmediği hususunda rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun nitelendirilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek yetersiz raporlara dayanılarak eksik soruşturmayla hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülerek hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, sanığa hükmolunan ceza miktarı ve sanığın tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında müdafiinin tahliye talebinin reddine 26.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.