3. Hukuk Dairesi 2017/366 E. , 2017/6795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafça istenilmekle, daha önceden belirlenen 11.04.2017 tarihli duruşma günü için davalılar vekili Av.Mahmut Özmen ve davacı asil ... ile vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalılardan ..."in 01.10.2012 başlangış tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı, davalı ..."in kefil olduğunu, davalılar hakkında kira bedellerinin ödenmemesi nedeni ile takip başlatıldığını, davalıların takibe itirazının haksız olduğunu belirterek, ödenmeyen 2014 Yılı Ekim ayı kira bedeli ile 3 aylık makul süre kira bedeli yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; sözleşmenin 16. Maddesine göre süresinde ihtar gönderilerek taşınmazın tahliye edileceğinin davacıya bildirildiğinden makul süre kirasından davalıların sorumlu olmadığını, ayrıca, davalı kefilin kefaleti Türk Borçlar Kanunu"na uygun olarak yapılmadığından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı kefil yönünden davanın reddine, davalı kiracı ..."in İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2013/23864 Esas sayılı takibe itirazlarının iptali ile takibin; 36.774 TL kira alacağının üzerinden devamına, %20"si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."in aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı ..."in makul süre kira bedeline ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
.../...
-2-
Taraflar arasında düzenlenen 01.10.2012 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli aylık 4.500 USD bedelli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 16. maddesinde "Kiracı, kira bedelini her yıl dönem başı peşin olarak öder. Kiracı, kiralananı sözleşme süresi içinde erken tahliye etmek isterse bu durumu kiralayana iki ay önceden yazılı bildirecektir. Kiracı herhangi bir nedenden ötürü kiralananı iş bu dönemler içinde tahliye eder ise kiracıya erken tahliyeden dolayı kira iadesi yapılmayacaktır. Ancak kiracı ve kiralayanın aynı şartlarda başka birine kiraya verilmesi halinde kiracının kalan alacakları kiralayan tarafından hemen iade edilecektir. Ancak, kiralayan aynı şartlarda başka bir kiracı bulunması durumunda kiralananı kiralamaktan imtina edemez" hükmüne yer verilmiştir. Tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırılan bu koşullar geçerlidir ve tarafları bağlar.
Davalı kiracı, davacı kiraya verenin sözleşmede belirtilen adresine 24.07.2014 keşide 26.08.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile kira sözleşmesini 2 ay sonra feshedeceğini bildirmiş, ve taşınmazın anahtarları 28.10.2013 tarihinde notere tevdi edilerek, anahtarların notere tevdi edildiğine ait ihtar davacıya 30.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracının sözleşmenin 16. maddesine göre 2 ay önceden ihbarda bulunup 2. ayın sonunda kiralananı tahliye ettiği ve anahtarları kiralayana teslim ettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 16.maddesinde; 2 ay önceden ihtar şartının sözleşmenin sonunda yapılması gerekeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı kiracı sözleşmede kararlaştırılan feshi ihbar süresine uyarak taşınmazı tahliye ettiğine göre artık makul süre kira tazminatından sorumlu değildir. Mahkemece, davalının feshi ihbarının sözleşmeye uygun olduğu gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davalı kefil ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Sözleşmeyi davalı ... Ayyiğit kefil olarak imzalamıştır. Davalı borçluların takibe yasal süresi içinde itiraz etmesi üzerine açılan işbu davada ise mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, karar verilmiş ise de, alacağın ret edilen kısmı üzerinden yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı kefil yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlere davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.