
Esas No: 2016/10977
Karar No: 2016/10368
Karar Tarihi: 10.11.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/10977 Esas 2016/10368 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 2. Asliye Hukuk ve ... 1. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi uyarınca düzenlenen bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davalının emlak bürosu sahibi olduğu, davalı ile davacı arasında komisyon sözleşmesi bulunduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
... 1. Tüketici Mahkemesince, davacının dosyaya konu gayrimenkul imar planının, 10 kat izinli değil de 4 kat imar izinli olduğunu öğrendikten sonra, sözleşmeden caymasının davacının gayrimenkulün tüketim amacıyla değil de ticari gelir elde etmek için yatırım amacıyla almaya çalıştığını ortaya koyduğunu, kaldı ki 735.000,00.-TL bedelli, 3.825,08 metre kare ebadlı arsanın, tüketim amacıyla da alınmayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ile davalı emlak komisyoncusu arasında dava dışı mal sahibi ..."dan 735.000,00.-TL bedelle ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde kain 3.825,08 m2 ebatlı arsa niteliğindeki taşınmazın alım satımı konusunda 04/05/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davalıya satış bedeline mahsuben 35.000,00.-TL ve 2000 Euro kapora verildiğini, taşınmazın araştırılması sonucu anlaşma konusu arsanın imar izninin, davalı tarafından belirtildiği gibi 10 kat değil de 4 kat izinli olduğunun anlaşılması sonucunda sözleşmenin her iki tarafın rızası ile feshedildiğini, taşınmazın kısa bir süre içinde üçüncü bir şahısa satıldığını, alım satımın gerçekleşmememesi
nedeniyle, davalıya verilen 40.827,80.-TL nin, ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle
birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Buna göre sözleşme konusu taşınmazın 735.000,00 TL bedelli, 3.825,08 m2 ebadlı arsa niteliğinde olması ve davacının gayrimenkulün imar planının, 10 kat izinli değil de 4 kat imar izinli olduğunu öğrendikten sonra davacının sözleşmeden cayması durumu karşısında davacı "tüketici" tanımına uymadığı gibi davalı da tüketici tanımına uymamaktadır. Bu haliyle taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.