19. Hukuk Dairesi 2018/1825 E. , 2019/3931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin davalıya 27/07/2012 düzenleme tarihli 90888 seri nolu faturada belirtilen ürünleri sattığını, ürünlerin faturaya imzası alınarak davalıya teslim edildiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalı hakkında ... İcra Müdürlüğü"nün ... Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının faturanın üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve davacı şirkete borcunun olmadığını iddia ederek borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacı şirkete borçlu olmadığını, taraflar arasında dondurma alış verişi yapıldığını, bütün fatura ve dayanak belgelerin davalının muhasebe kayıtlarında mevcut olduğunu, hatta dava konusu faturadan sonra düzenlenen faturaların bile ödendiğini ve muhasebe kayıtlarına işlendiğini, ilk fatura ödenmeden ikinci bir fatura düzenlenmesinin de ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibe konu faturanın davacının yasal defterinde veresiye satış şeklinde kayıtlara işlendiği icra takip tarihi olan 18/07/2013 tarihinde davacının davalıdan alacak miktarının anapara 4.998,83 TL ve işlemiş faiz 459.37 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin ... Esas, 2017/1565 Karar sayılı, 18/04/2019 tarihli ilamı ile “Davalı itirazında takip dayanağı irsaliyeli faturadaki malı teslim alan kısmındaki imzayı inkar etmiştir. İspat külfeti kendisinde olan davacı irsaliyeli faturaya konu malı davalıya teslim ettiğini kanıtlamak ile yükümlüdür. Bu durumda inkar edilen imzanın konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla incelenmesi ve davalıya ait olup olmadığının belirlenmesi sonucunda alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, davalının imza örnekleri ile ilgili kurumlardan davalının ıslak imzasının bulunduğu belge asılları sağlanarak yaptırılan bilirkişi incelemesinde faturanın teslim alan bölümünde ... Pastanesi ... ibareli kaşe izi üzerinde atılı imzanın ... eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin ilk karar, davalının, davacının satıma konu malı teslim almadığı savunması karşısında davacının malı davalıya teslim ettiğini ispat külfeti altında olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ve irsaliyeli faturada malı teslim alan ...’ye atfen atılan imzanın onun eli ürünü olmadığının bilirkişilerce tespiti üzerine davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı ispatlamak zorunda olduğu bu vakıayı ispatlamak için irsaliyeli fatura dışında tarafların ticari defterlerine ve yemin deliline de dayanmıştır. Bu itibarla mahkemece bilirkişi raporunda irsaliyeli faturada teslim alan imzasının davalıya ait olmadığının anlaşılması üzerine tarafların ticari defterlerinin incelettirilmesi, davalının ticari defterini ibraz ettiği takdirde ve dava konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi, ticari defterlerden sonuca gidilemezse davaya konu malın teslimi konusunda yemin teklif edip etmeyeceği davacıya sorularak sonucuna göre tahkikat tamamlanarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.