3. Hukuk Dairesi 2016/21986 E. , 2017/6873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile kardeş olduklarını, babaları Mehmet ile dava dışı kardeşleri Nuray"ın ortak banka hesabı olduğunu, babalarının vefatının ardından gerek bankanın dikkatsizliği gerekse Nuray"ın genel yetkili vekaletname ile talimat verip para çeken kocası nedeni ile bankanın mirasçılara fazla para ödediğini, Nuray"ın Banka aleyhine açtığı davanın kabul edilerek fazla ödenen bedelin davacı mirasçılardan tahsiline karar verildiğini, dava dışı anneleri de dahil her üç mirasçıya da 17.935,00 TL geri ödeme düştüğünü, ancak bu arada anneleri Kamile"nin vefat etmesi nedeniyle diğer iki mirasçının da annelerine düşen payı ödemek durumunda olduklarını, ancak Bankanın sözleşmeye dayalı takas-mahsup hakkını kullanarak tarafların hesaplarını bloke ettiğini, ancak davalının hesabına para olmadığından davacının hesabından annelerine düşen payın tahsil edildiğini iddia ederek, fazla ödediği bedelin tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kendisinin bahsedilen borçtan ve annesi için böyle bir ödeme yapıldığından haberi olmadığını, davacının kendisinden bu yönde herhangi bir talebi olmadığını, 3 kardeş olduklarını, verasetten dolayı bir hak iddia edilecekse varisler olan 3 kişinin bundan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; Antalya 13. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9620 esas sayılı dosyasına vaki davalı itirazının 6.119,23 TL yönünden kaldırılmasına bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
HMK"nın 266 vd. maddelerine göre; bir davada çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişiye başvurabilir ancak hakim bilirkişi raporu ile bağlı değildir. Hakim, bilirkişi raporunu yeterli derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor isteyebilir veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabilir. Hakim bilirkişi raporunun aksine karar verirken bilirkişi raporundaki sonucun neden yanlış olduğunu ve kabul edilemeyeceğini hükümde gerekçesiyle birlikte inceleyip belirtmelidir.
./..
Somut olayda, mahkemece hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda; tarafların babalarının vefat ettiği tarihte dava dışı Nuray ile muris adına olan banka hesabında ne miktarda para olduğu, bu miktardan davacılara ne kadar ödendiği, mahkeme ilamı neticesinde Banka tarafından Nuray"a ne kadar geri ödeme yapıldığı, Bankanın hangi kalemler için davacı, davalı ve annelerinden ne miktarda talepte bulunduğu ve davacıdan tahsil edilen miktar içinde hangi kalemlerin olduğu, bunun na kadarının annelerine ait borç olduğu, davalının banka ile mahsuplaşmasının alacak miktarına etkisinin ne olduğu gibi hususların ayrıntılı tespitinin yapılmadığı, raporun bu haliyle yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; yukarıdaki hususlar dikkate alınarak, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, konusunda uzman muhasebeci bilirkişinin de aralarında bulunduğu bir heyetten ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.