20. Hukuk Dairesi 2016/5817 E. , 2016/10422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 914 parsel sayılı taşınmazın kadastro yenileme çalışması sonrasında 129 ada 71 parsel numarasını aldığını, ancak öncesinde 27187 m² miktarlı olmasına karşın hatalı uygulama sonucunda miktarının 22238 m²"ye düştüğünü ileri sürerek, yenileme kadastrosu tespitinin iptaline, taşınmazın krokisinin uygulanması suretiyle belirtilen eksikliğin giderilmesine ve bu şekilde tapuya tesciline karar verilmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, davacı tarafın tapu kaydında meydana gelen miktar azalmasının teknik imkanların kullanılması ile oluşturulan kayıtlara göre öngörülebilecek bir sonuç olduğu, komşu parsellerden her hangi bir şekilde davacı parseline bir müdahale veya sınır aşımının bulunduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.05.2011 tarih ve 2011/4734-6008 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli yerin öncesinde 522 parsel iken birtakım uygulamalar sonucu, 869, 870 ve 871 müfrez parsellerinin oluştuğu, oluşan 869 sayılı parselin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1976/119 - 583 sayılı, ortaklığın giderilmesine yönelik, ilamına dayalı olarak 912, 913 ve 914 parsellere ifraz gördüğü, müfrez 914 sayılı parselin 27,128 m² olarak davacıların murisi adına tescil edildiği ve 2859 sayılı Kanun gereğince yenileme işlemine tabi tutulması ve taşınmazın bir kısmının kuzeyde, taşınmaz dışında bırakılması sonucunda 22.238 m² miktarlı 129 ada 71 parsel olarak davacılar adına oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Davacılar, taşınmazlarında miktar azalması yaratıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açmışlar ve keşfen elde edilen teknik bilirkişi raporunda; ... yolu olarak gösterilen yolun öncesinde taşınmazın kuzeyinde gösterildiği halde yenileme neticesinde krokisel olarak yolun güneye kaydırılmasıyla 5093,67 m²"lik bölümünün taşınmaz dışında bırakıldığı değerlendirilmiş, davacılar tarafından da krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün adlarına tescili isteğinde bulunulduğu görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; uygulama yeteneğini yitirerek fersude haline gelen paftaların yenilenmesine dair 2859 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca, mülkiyet değişikliğini gerektirir şekilde bir uygulama yapılamayacağı açıktır. Bir başka ifadeyle, yapılan uygulama ile malik olunan taşınmazın bir bölümünün taşınmazdan ayrılmasına olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki, ortaklığın giderilmesine yönelik dava dosyasının incelenmesinden, krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün davacıların mülkiyetinde kaldığı kabul edilerek taksim krokisinin düzenlendiği ve taksime tabi tutulduğu, bu haliyle mülkiyet durumunun oluştuğu ve buna göre de (A) ile gösterilen bölümün davacılar taşınmazı kapsamında kaldığı sabittir. Ne varki, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün
taşınmazın kuzeyinde
bulunan orman içerisinde bırakıldığı da görülmektedir. O halde, davada Orman İdaresinin yer alması zorunludur. Hal böyle olunca, öncelikle Orman İdaresinin davada yer almasının sağlanması konusunda davacı tarafa önel verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptal ve tescile ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.