3. Hukuk Dairesi 2017/1819 E. , 2017/6883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile davalı şirket arasında 05.11.2001 tarihinde işletme sözleşmesi imzalandığını, tiyatronun bulunduğu yerden bağımsız bir bölüm olan cafe bölümünün işletmesinin bu sözleşme ile davacıya bırakıldığını, sözleşme süresinin önce 5 yıl olarak kararlaştırıldığını, 08.08.2005 tarihinde imzalanan ek protokolle sürenin 31.12.2015 tarihine kadar uzatıldığını, davacı ile davalı arasındaki cafe bölümündeki ilişkinin kar payına yönelik olduğunu, davacının, anılan bölümün işletmesini yürütürken 2003 ve 2006 yıllarında iki kez dekorasyon değişikliği yaptığını, FUAYE adı verilen yerde son derece önemli harcamalar yaptığını, davalı şirketin müteveffa ...."ın hastalığı döneminde oğluna verdiği vekaletname ile hisse devri ile el değiştirdiğini, şirket hisse devri sonrasında davacının, haklarının ödenmediği gibi tiyatro ve cafe bölümünün....( .... ) bulunan bir yer olup sözleşmesi devam eden yerin sözleşmesinin ...."ın oğlu tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini ve tahliyesinin istendiğini, davacının zarara uğradığını, davacının, maddi zararı yanında davalı şirketle olan sözleşmesini ifa edememesinden kaynaklan munzam zararının da huzurdaki davaya konu edildiğini, bunların yanında davalı şirketin davacının, ahlaka aykırı hareket ettiğine yönelik ithamlarının ise yukarıda izah edilen olaylardan duyduğu manevi ızdırabını daha da arttırdığını, belirterek 10.000 TL Maddi tazminat, 5.000 TL munzam zarar alacağı 10.000 TL manevi tazminat olmak üzere zararının tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; taraflar arasındaki sözleşme ve belgelerin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde bunun atipik şekilde hazırlanmış bir sözleşme çerçevesinde kira ilişkisinin mevcut olduğunun kabul edilebileceğini, davalının okul aile birliği ile yaptığı esas kira sözleşmesinde kiracı değil kefil olduğunu, ....’ın bizzat imzaladığı kira sözleşmesi ile kiraladığı Fuaye alanını işletme sözleşmesi ile davacıya devrettiğini, ancak bu işletme sözleşmesinde hak sahibi olmadığı halde şirketin kaşesini de kullanarak şirketi de taraf
kıldığını, gerçek ilişki de işletmeye verenin .... olduğunu, şirketin Boğaziçi grubuna devrinden bir gün sonra ....’ın oğlunun 22/05/2008 tarihinde kira sözleşmesini yenilemeyeceklerini bildirdiğini, davalı şirketin kusurunun bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, kira akdine dayalı dava olduğu, davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesinde olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup anılan yasanın Geçici 1/1.maddesi uyarınca bu kanunun göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz. Uyuşmazlığa konu dava 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden önce 15/06/2009 tarihinde açılmıştır. Görevli mahkeme 1086 sayılı HUMK’na göre belirlenecektir. Anılan yasanın göreve ilişkin 8/II-1 maddesinde; kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi, yahut tespit davaları bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Akdin feshi ve tahliye istemi olmaksızın kira alacağı ve tazminat davalarında görevli mahkeme dava değerine bakılarak tayin edilecektir. Dava değeri 2009 yılında 7080 TL nin üzerinde olup, dava tarihi itibariyle görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.