3. Hukuk Dairesi 2017/2869 E. , 2017/6890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki temerrüt nedeniyle tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi üzerine hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi sebebiyle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 25.12.1999 başlangıç tarihli 99 yıl süreli kira sözleşmesi ile eski malik Kiriş .... tarafından 99 yıllığına davalıya kiralandığını ve kira sözleşmesinin Tapu Sicil müdürlüğüne şerh verildiğini, daha sonra belirtilen yerinde bulunduğu .... Kemer ilçesi 115 ada 19 ve 20 parsel nolu taşınmazların tüm bağımsız bölümlerinin davacı şirket tarafından satın alındığını, bu nedenle dava konusu bağımsız bölümü de kapsar şekilde söz konusu parsel üzerinde davacının tek başına mülkiyet hakkını elinde bulundurduğunu davaya konu meskenin bulunduğu sitenin doğal olarak yöneticisi olduğunu, buna göre davacı tarafından belirlenen kiralananın da bulunduğu yeri kapsar şekilde küçük villaların aidatlarının 700 TL, büyük villaların aidatlarının 800 TL olarak belirlendiğini, belirlenen aidat ve yönetim gideri miktarlarının davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında malik ve yönetici sıfatıyla ... 15.İcra Müdürlüğünün 2013/3438 esas nolu dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, TBK 315. maddesi gereğince yan giderleri ödememenin de temerrüt nedeniyle tahliye nedeni olarak düzenlendiğini, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini dava konusu taşınmazda davacının tek başına yönetici olması nedeniyle söz konusu takipte davalı yönünden tahakkuk eden aidat ve yönetim giderleri alacaklarının talep edildiğini. bu miktarların ödenmemesi nedeniyle tahliyenin istendiğini belirterek gönderilen ödeme emrine rağmen 30 günlük yasal sürede davalının belirtilen yönetim gideri ve aidat giderlerini ödememesi nedeniyle taşınmazdan tahliyesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; Takibe konu alacağın kira bedeli olmayıp aidat alacağına ilişkin olduğunu, davalının kira borcu bulunmadığını, yalnızca kira bedeline ilişkin takipler kapsamında borçlunun mecurdan tahliyesinin istenebileceğini, sözleşmede kararlaştırılan aidat bedelinin davacı tarafından tek taraflı olarak artırılarak belirlenen katılım payına dayanılarak tahliye talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, temerrüt
gerçekleşmediğinden tahliye talep edilemeyeceğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından yetki itirazında bulunulmadığı halde “Kat Mülkiyeti Yasasının 33. maddesi hükmüne göre bu nitelikteki uyuşmazlıklarda ana taşınmazın bulunduğu yerin Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu ve bu yöndeki yetkiye ilişkin düzenlemenin kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık; kat mülkiyeti kanunundan değil taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup mahkemenin kendiliğinden yetkisizlik kararı verip vermeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı ...nun 17.maddesi "tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü getirilmiştir.
Ancak, yetki itirazında bulunmak için HMK"nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz."
...nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir.
O halde, somut olayda, uyuşmazlık T.B.K"nin 315 maddesine dayalı temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin olup kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki kuralı olmadığına ve usulüne uygun yetki itirazında da bulunulmadığına göre, mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği ortadadır. Ayrıca tarafların her ikisi de tacir olup sözleşmede .... Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.