3. Hukuk Dairesi 2016/17410 E. , 2017/6907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıklarını, söz konusu kararın..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/573 Esas, 2009/344 Karar sayılı ilamı ile tanınıp kesinleştiğini, daha sonra..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/663 Esas, 2013/120 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiğini, mevcut nafakanın davalının geliri incelendiğinde çok düşük olduğunu, günün ekonomik koşulları ve davacının ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını belirterek, aylık 400 TL olan yoksulluk nafakasının 600 TL artırımı ile aylık 1000 TL"ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının aylık gelirinin Finlandiya şartlarında çok yüksek bir miktar olmayıp, söz konusu ülke şartlarında davalının mevcut ve olası giderlerinin de göz önüne alınması gerektiğini, davalının aylık gelirinin 1654,90 € olduğunu, mevcut ve olası giderleri de düşünüldüğünde davalının geliri ile giderinin birbirine karşıladığını, davacı, sağlıklı ve genç bir insan olup çalışabilecek ve gelir elde edebilecek bir durumda olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile) 2010/663 Esas, 2013/120 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hükmedilen aylık 400 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 400 TL daha arttırılarak aylık 800 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava,yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
TMK"nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."
TMK"nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Dosya kapsamından; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları, bu kararın tanındığı, davacı tarafından daha sonra açılan yoksulluk nafakası talepli dava sonucunda davacı lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, yoksulluk nafakası talepli davanın açıldığı 14.12.2010 tarihi ile bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı; davalının ise Finlandiya"nın Panelia şehrinde aylık 1.654,90 Euro gelirle çalıştığı, aynı şehirde bir evinin ve aracının olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında yoksulluk nafakasına hükmedilmesinden sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.