TEBLİĞNAME : 1-B/2011/33910
MAHKEMESİ :FETHİYE Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO :03/05/2010 - 87/121
SUÇ :Adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs ve izinsiz silah taşımak

Adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs ve izinsiz silah taşımak suçlarından sanıklar R.. D.. ile C.. D.. haklarında verilen hüküm Dairemizce onanarak kesinleşmiş olup 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle yeniden duruşma açılarak, Remzi için TCK.nun 81, 35, 62.(4 kez), Cuma için 81, 35, 39/2-a, 62.(2 kez) maddeleri gereğince hükümlülüklerine, izinsiz silahtan uyarlama talebinin reddine dair (FETHİYE) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 03/05/2010 gün ve 87/121 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi hükümlüler müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

A) Sanık Remzi hakkında dosyada bulunan adli sicil kaydına göre, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olduğu ve bu nedenle 5728 sayılı yasayla değişik 5271 sayılı CYY"nın 231/6-a maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından istifade edemeyeceği değerlendirildiğinden bu hususta bozma öneren düşünce benimsenmemiştir.
B) Hükümlü R.. D.. hakkında 765 sayılı TCK.nun 448, 59, 31, 33. (bir kez), 448, 62, 59, 31, 33.(4 kez), 6136 sayılı Kanunun 13/1, 765 sayılı TCK.nun 59,71, 77.maddeleri gereğince, diğer hükümlü C.. D.. hakkında 765 sayılı TCK.nun 448, 65, 59, 31, 33.(bir kez), 448, 62, 65, 59, 31, 33(4 kez), 71 ve 77.maddeleri uyarınca kurulup, Yargıtay 1.Ceza Dairesince ONANMAK suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9.maddesi uyarınca yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden hükümlü Remzi müdafii ile hükümlü Cuma müdafiinin bir sebebe dayanmayan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
1) Mağdur Hasan"ı öldürme ve bu suça yardımdan kurulan hükümler yönünden;
Nüfus kaydına göre suç tarihi itibariyle mağdur Hasan"ın 18 yaşından küçük olduğu anlaşılmakla, sanık Remzi"nin eyleminin çocuğu öldürmeye teşebbüs, sanık Cuma"nın eyleminin çocuğu öldürmeye teşebbüse yardım suçunu oluşturduğu, bu nedenle, lehe yasa karşılaştırmasının buna göre yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Mağdurlar Dursun ve Remziye"yi öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara yardımdan kurulan hükümler yönünden;
Hükümlü Remzi"nin tabancayla ateş ederek, mağdur Dursun"u hayati önemi bulunan batın ve göğüs bölgesi ile sağ koldan, uterus ve tuberiteri yaralanması meydana getirerek hayati tehlike geçirip, 25 gün iş ve gücünden kalacak, subtotal uterus ve tubauteri çıkarılması nedeniyle uzuv tatili olacak şekilde, mağdur Remziye"yi başından ve bağ omuzundan, hayati tehlike geçirmeden, sağ kolda uzuv tatili olacak şekilde vurarak öldürmeye teşebbüs ettiği, hükümlü Cuma"nın bu suçlara yardım ettiği anlaşılmakla, meydana gelen zararın ve tehlikenin ağırlığına göre, sanıklar hakkında teşebbüs uygulamasında 5237 sayılı TCK.nun 35.maddesi gereğince üst sınıra yakın bir miktarda ceza tayini gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde 12 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza verilmesi,
3) Hükümlü Remzi hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hüküm yönünden;
5237 sayılı TCK.nun 50.maddesinde belirtilen seçenek yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağı tarışılmadan uyarlama talebinin reddine karar verilmesi,
4) Uyarlama yargılaması sonucu kurulan hükümle, önceki hüküm tümüyle ortadan kalkacağından, yargılama gideri ve müsadereye ilişkin hususlarda yeniden karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek CMK.nun 230.maddesine aykırı davranılması,
5) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 17/04/2007 gün ve 2007/1-32-97 sayılı kararı uyarınca, Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarda, her suç yönünden ayrı ayrı yapılan değerlendirme sonucu, her suçla ilgili lehe yasa ve buna göre her suçun sonuç cezası belirlendikten sonra, 765 sayılı TCK.nun 68-77.maddelerindeki ilkelere göre cezaların toplanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, hükümlü Remzi müdafii ve hükümlü Cuma müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, uyarlama yargılamasında hükümlünün, aleyhe bozma yasağından yaralanması söz konusu olmayıp, kazanılmış hakkı da bulunmayacağı da gözetilerek, kısmen re"sen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 30/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.