3. Hukuk Dairesi 2017/2158 E. , 2017/6934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile davalı ... arasında 24/10/2005 tarihinde kaplıca ve otel işletmeleri konulu ve 20 yıl süreli 2886 sayılı devlet ihale kanununa göre kira sözleşmesinin düzenlendiğini,.... Belediye Başkanlığının 01/05/2007 tarih ve 39/1 sayılı ... kararı ile iş bu özel hukuk hükümlerine tabi kira sözleşmesinin tek yanlı ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, akabinde kira sözleşmesinin haksız feshine rağmen.... Kaymakamlığının 04/05/2007 tarihli ve 2007/1 sayılı kararı ile 2886 sayılı yasanın 75. Maddesi gerekçe gösterilerek hukuka aykırı şekilde eylemli olarak.... Termal Turizm Tesislerinden müvekkil şirketin tahliye edildiğini, kira sözleşmesinin kurulmasında ve sona erdirilmesinde yetkili makamın belediye meclisi olduğunun kanunun amir hükmü olması karşısında sözleşmeyi feshetmeye yetkili olan belediye meclisi yerine belediye encümenince sözleşmenin feshedilmesinin apaçık yetki gaspı olup yok hükmünde bir işlem olduğunu belirterek, kiracılık sıfatının tespitini ve bu konudaki muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise; dava hakkının zaman aşımına uğradığını, açılan davanın konusunun idari yargının görev alanına girmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların asılsız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacı kiracının taşınmazda fuzuli şagil durumuna düştüğü belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21/10/2014 tarihli 2014/9227 Esas, 2014/11313 Karar sayılı ilamı ile " …gerek henüz sözleşme süresinin sona ermemesi nedeniyle 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu"nun 75. maddesi gereğince kiralananın tahliyesinin istenemeyecek olması, gerek 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"na göre davacı kiracının tahliyesini gerektirecek
yöntemin izlenmemesi nedeniyle davacının taşınmazdaki kiracılığı devam etmekte olduğu belirtilerek Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddedilmesinin bozmayı gerektireceği’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kiracılık sıfatının tespiti davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerektiği, Harçlar Kanunu"nun 28. maddesinde ise alınması gereken harcın dörtte birinin peşin alınacağı ve kalanın ise kararın verilmesinden itibaren iki ay içerisinde ödeneceği, 32.maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı, 30. maddesinde ise muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde belirtilen değerden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Olayımıza gelince; Davacı dava dilekçesinde davalı Belediyeden kiraladıkları taşınmazdan haksız yere Kaymakamlık kararı ile tahliye ettirildiğinden bahisle kiracılık sıfatının tespitini istemiş olup dava maktu harç ile açılmış, hükümle birlikte de maktu harç alınmasına karar verilmiştir.
Bu durumda Mahkemece; dava tarihi itibarı ile davacının ödediği yıllık kira bedeli tespit edilerek, bu değer üzerinden yukarıdaki esaslara göre verilecek süre içerisinde harcın tamamlattırılarak, ondan sonra yargılamaya devam olunması, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmadığı gibi, hükümde nispi harca hükmedilmesi gerekirken Harçlar Kanunu"nun 17. maddesine aykırı olarak maktu harca hükmedilmiş olması da doğru değildir.
2- Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu 28.01.2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde, davacı şirketin 23.01.2014 tarihinde ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekmektedir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse dahi, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Bu suretle; aktif husumetin varlığının yani taraf teşkilinin davanın her aşamasında dikkate alınması gerektiğinden Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun geçici 7/2.maddesi gereği davacının devam eden davasının bulunduğu da dikkate alınarak gerekli işlemlerin yapılması konusunda taraflara süre verilip, davacı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğine ilişkin ibraz edilen belgeler gözetilerek, davacı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olması nedeniyle aktif dava ehliyeti üzerinde durulup, davalı tarafından davanın takip edilmesi halinde davacı şirketin ihyası için mehil verilip, gereği yerine getirildikten ve taraf teşkili tamamlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
3- Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenler ile hükmün HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 3. bentte açıklanan nedenler ile diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.