1. Hukuk Dairesi 2019/231 E. , 2021/825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakanları ... adına kayıtlı 318 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro ile tescil edildiğini, 1989 yılında 2981 sayılı Kanun uygulaması yapıldığını, uygulama sırasında murisin kadastro memurlarınca imzası alınarak, satış yapıldığı gerekçesiyle yeni oluşturulan 318 ada 91 parsel sayılı taşınmazın 1/3’er paylarla davalılar adına tescil edildiğini, 318 ada 91 parsel sayılı taşınmazda İmar Kanunu’nun 18. maddesi uygulandıktan sonra 2344 ada 1- 2345 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların maliki olduklarını, taşınmazların dava dışı müteahhit şirkete teslim edildiğini, yapılan binalardan 6’şar daire aldıklarını ve dairelerin tamamını sattıklarını, davalıların muristen herhangi bir taşınmaz satın almadıklarını, murisin 6 kızından kaçırmak için 3 oğluna taşınmazları devrettiğini, devrin örtülü olarak bağış olduğunu, 13.02.1989 tarihinde kadastro memuruna satış beyanı verilerek satış gibi gösterildiğini, ancak davalılar tarafından para ödenmediğini, işlemin muris muvazaası niteliğinde olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000.TL’nin davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini istemiş, 06/03/2017 tarihli dilekçe ile talebini 506.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar, davanın 1989 yılındaki kadastro tespitine dayandığını, kadastrodan bu yana 27 yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, muvazaa iddiasının ve diğer iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının sübut bulduğu ve davacı tarafın arsa değeri üzerinden talepte bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 313.661.66 TL’nin davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 11.10.2018 tarihli ilamı ile, 318 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki muris ... adına kayıtlı payın, 3290 sayılı Kanun ile değişik 2981 sayılı Kanun"un 10. maddesi uyarınca yapılan uygulama ile davalılar adına tespiti ve tespitin kesinleşmesiyle oluşan çekişme konusu 318 ada 91 parsel sayılı taşınmazın davalılar tarafından iktisabının, taşınmaz mülkiyetin devrini amaçlayan bir sözleşme ilişkisine dayanmadığı ve muris muvazaası hukuksal nedeniyle açılan davaların hukukî dayanağını oluşturan 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulama yeri bulunmadığı gerekçesi ile davalıların istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 16.02.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 3.050.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 23.40. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.