Davacı, davalı işveren nezdinde sigortalı çalıştığının tespiti ile iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına  karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı işyerinde 30.07.2004 tarihinden itibaren sigortalı çalıştığının tesbiti ile,geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle 3.000 TL maddi ve 10.000TL manevi tazminat istemine istemine  ilişkindir.
Mahkemece davanın HMUK’nun 409 maddesince açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan Hukuk Usulü Muhakematı Kanununun 409/5-6. maddesinde;” İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 12.10.2005 tarihli duruşmaya gelmediği nedeniyle dosyanın bu tarihte işlemden kaldırılmasına karar verildiği,davacı vekilinin bu duruşma gününün kendisine dava dilekçesinde belirtmiş olduğu adrese tebligat çıkarılmamış olması nedeniyle tebliğ edilmediğini mahkemeye bildirerek dosyanın işlemden kaldırılması ara kararından dönülmesini talep ettiği ve mahkemece bu ara kararından dönüldüğü ve yargılamaya devam edildiği, 18.02.2008 ve 14.05.2008 tarihlerinde davacının duruşmaya mazeretsiz olarak gelmemesi nedeniyle dosyanın iki kez daha işlemden kaldırılmasına karar verildiği,07.07.2008 tarihinde de davalı vekilinin itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece,12.10.2005 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına dair verilen ara kararından dönülmüş olması,ayrıca bu tarihte yapılacak duruşmanın davacıya dava dilekçesinde belirttiği adres yerine başka bir adrese tebligat çıkarılması ve tebligatın iade gelerek davacının duruşmadan haberdar olmaması karşısında bu tarihte dosyanın işlemden kaldırılmış kabul edilemeyeceği,18.02.2008 tarihli işlemden kaldırma kararından sonra da dosyanın 14.05.2008 tarihinde yeniden işlemden kaldırılmasının dosyanın birinci defa takipsiz bırakılması kapsamında sayılması gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli  hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.