1. Hukuk Dairesi 2015/15858 E. , 2016/2714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ..."nın, 5182, 2168, 1282 parsel sayılı taşınmazlarını kızı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlik işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapuların iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanının ölmeden önce taşınmazları kardeşleri arasında paylaştırdığını dava konusu yerlerin de kendi payına isabet ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5182 ve 2168 parsel sayılı taşınmazların temlikinin muvazaalı olduğu, 1282 parsel sayılı taşınmazın ise dava açılmadan önce 3.bir şahsa devredildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mirasbırakan ..."in kayden maliki olduğu 2168 ve 1282 parsel sayılı taşınmazları 20.04.2009 tarihinde, 5182 parsel sayılı taşınmazı da 30.04.2009 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, 1282 sayılı parselin davalı tarafından 03.12.2014 tarihinde dava dışı ..."e satış suretiyle devredildiği, murisin 31.10.2012 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ile davalı kızı ... ve dava dışı eşi ... ile dava dışı çocukları ..., ... ve ..."in kaldığı kayden sabittir.
Bilindiği üzere tapu iptali tescil istekli davalar kayıt malikleri aleyhine açılır. 1282 parsel sayılı taşınmaz dava tarihinden önce davalı tarafından 3.kişiye temlik edilmiş olup o kişi davada hasım değildir. Bu nedenle anılan parsel bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilemeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
Öyle ise, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, tanıkları dinlenilmeli, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut olaya gelince, davalının denkleştirme savunması olduğu halde bu savunma üzerinde durulmamış, mirasbırakanın gerçek amacı yeterince araştırılmadan sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır- taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece murisin yukarıda değinilen anlamda aşırıya kaçmayan, makul ölçülerde ve kabul edilebilir bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.