3. Hukuk Dairesi 2021/4723 E. , 2021/8172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : FATSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının mülkiyetinde bulunan iş yerinde kiracı olup, tekstil imalat işi ile uğraştığını ve fason imalat yaptığını, iş yerindeki tüm demirbaşların ise kendisine ait olduğunu, bu demirbaşları 06/01/2011 tarihli satış sözleşmesi ile dava dışı ... Limited Şirketinden satın aldığını, davalının ise haksız olarak kiralanana ve demirbaşlara el koyması sebebiyle iş yerini beş ay süreyle çalıştıramadığını, işçilerin dağıldığını, üçüncü kişilere zamanında teslim edilemeyen siparişler için 8.400 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, kiralananda bulunan demirbaşların da halen iade edilmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, iş yerinin kapatılması sebebiyle tespit edilecek gelir kaybının, satın alınan demirbaşlar karşılığında ödenen 8.000 TL ile zamanında teslim edilemeyen sipariş bedeli olan 8.400 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; 30/01/2012 tarihinde davacı ve dava dışı üçüncü kişiler aleyhinde birikmiş kira alacaklarının tahsili ile tahliye ihtarlı icra takibi başlatıldığını, davacının takibe itiraz ettiğini ancak itirazı bulunmayan bir kısım takip borçluları hakkında takibe devam edilerek 20/07/2012 tarihinde kiralanan iş yerinde haciz işlemi yapıldığını, bu esnada dava konusu yeri işletenin dava dışı üçüncü kişi olduğunun anlaşıldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, yapılan haciz işlemi sırasında ise iş yerinde bulunan malların tespit edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğu, davacının iddialarını ispat edemediği, el konulduğu iddia edilen makinelerin ise kira borcunun ödenmemesi sebebiyle başlatılan takip sonrası haczedildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yine HMK’nın 33. maddesi uyarınca, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Eş anlatımla, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece; dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirilerek karar verilmiş ise de; gerek mahkemece alınan taraf ve tanık beyanlarından, gerekse de dosya arasında bulunan icra ve ceza dosyalarındaki taraf ve tanık ifadelerinden, taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu ve davacının talebinin kira ilişkisine dayalı tazminat istemi olduğu, davanın da 6100 Sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra 03/05/2017 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davanın sulh hukuk mahkemesince görülüp karara bağlanması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu sebeple, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373"ncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 13/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.