Davacı, 5458 sayılı Yasa"dan yararlandırılması ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava davacının, prim borçlarının 5458 sayılı Yasa uyarınca yeniden yapılandırılması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 31.05.2005 tarihine kadar herhangi bir borcunun olmadığı,açtığı hizmet tesbiti davasının tescili nedeniyle doğan prim borçlarının sözkonusu olduğu, 5458 sayılı Yasa’nın 3.maddesi uyarınca davasından feragat etmediği ve önceden tahakkuk etmiş prim borcu bulunmadığından yasadan yararlanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 5458 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde “17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre, 31.03.2005 tarihine kadar tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödenmemiş olan prim ve sosyal güvenlik destek primi borçları; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içerisinde Kuruma yazılı olarak başvurmak şartıyla, bu madde ve 3 üncü madde hükümlerine göre yeniden yapılandırılır” hükmü öngörülmüş; Bağ-Kur Genel Müdürlüğü’nün 2006/327 sayı ve 30.5.2006 tarihli kararıyla “5458 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının verdiği yetki çerçevesinde, prim borçlarının yeniden yapılandırma başvuru süresinin 30.06.2006 tarihine kadar bir ay süre ile uzatılmasına,” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davacının 06.06.2006 tarihinde Kuruma ulaşan dilekçesi ile tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbiti için Kuruma karşı açtığı davanın kabul ile sonuçlandığı ve 01.04.1995 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tesbitine karar verildiğini belirterek, 5458 sayılı Yasa’dan yararlanmak için talepte bulunduğu, Kurumun davacının süresi içinde yazılı talebi bulunmadığı gerekçesiyle talebini kabul etmediği anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesine koşut geçmiş hizmetlerin tespitine olanak sağlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Sattığı ürün bedelinden prim kesintisi yapılması ile davacının 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalığı başlamış olup tescil işlemi Kurum tarafından yapılmadığından Konya İş Mahkemesi kesinleşmiş 13.4.2006 tarihli kararı ile mevcud olan bu sigortalılığın tespitine karar verilmiş olup prim kesintisi yapılmakla sigortalı olan davacının da kesintinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık primleri tahakkuk etmeye başlamıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 27.02.2008 tarih ,2008/10-151 E, 2008/206 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere davacının Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 5458 sayılı Yasa’dan yararlanmak için süresi içinde 06.06.2006 tarihinde talepte bulunması ve 5458 sayılı Yasa’nın 3-son maddesindeki; ‘Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları dolayısıyla Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur"a yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır’, düzenlemesinin prim borçları ile ilgili olması ve tescil davalarını kapsamaması karşısında, prim borcunun yeniden yapılandırılması için yasanın ön gördüğü 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde yeniden yapılandırma talebinde bulunan davacının bu yöne ilişkin talebinin kabulü gerekirken, mahkemece koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.