Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20898
Karar No: 2016/2864
Karar Tarihi: 08.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20898 Esas 2016/2864 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/20898 E.  ,  2016/2864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... vd.vekili Avukat, Kayyım ... gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Asıl ve birleştirilen davalar, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, kayden maliki oldukları 1585 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün babaları ..."in ...na olan borcunun ödenmesi bakımından kredi çekilebilmesi için akrabaları olan davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, yaşları küçük olduğu için devri velâyeten anne ve babanın yaptığını, babanın velâyet görevini kötüye kullandığını, satışın gerçek olmadığını, babalarının borcunu ödemediği gibi bankadan çekilen kredi bedelini de kendilerine vermediğini, davalıların kendi aralarında kira sözleşmesi düzenleyerek aleyhlerine icra takibi başlattıklarını, usûlsüz yapılan tebligatlar ile tahliyelerini sağladıklarını, davalıların birlikte ve kötü niyetle hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını, davacıların anne ve babasını önceden tanıdığı için aynı evde kiracı olarak kalmalarına müsaade ettiğini, taşınmazın bedelini ödemek için konut kredisi kullandığını, halen kredi taksitlerini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazın satışının gerçek olduğunu, satış bedeli ile ...na olan borcun ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Yüksek 2. Hukuk Dairesince; “ somut olayda, ana ve baba 22.9.2008 tarihinde boşanmışlar, boşanma kararı ile küçükler ... ve ..."un velayetleri annelerine bırakılmıştır. Dava, küçükler ... ve ..."a "velayeten" anneleri tarafından açılmıştır. Dava ile; evlilik birliğinin devamı sırasında, ana ve babanın çocukların "yasal temsilcisi" sıfatıyla çocuklara ait taşınmazı birlikte davalı ..."ya satmış olmaları sebebiyle, bu satış işleminin "muvazaaya" dayandığı iddiasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile küçükler adına tescili istenmiştir. Satış işlemine davacı da "çocukların yasal temsilcisi" olarak katıldığına göre, anne ile çocuklar arasında bu dava nedeniyle menfaat çatışması vardır. Böyle bir durumda menfaat çatışması nedeniyle annenin, çocukları bu davada temsil etmesi mümkün değildir. Çocuklara Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince kayyım atanması yoluna gidilmeli, kayyımın takip edeceği davada çocuklar adına işlem tesis eden anaya da davalı olarak husumet yöneltilmeli, bundan sonra işin esası incelenmelidir. Bu husus ve işin görev yönü düşünülmeksizin hüküm kurulması doğru bulunmamıştır” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma kararına uyularak mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1585 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu dubleks dairenin davacılar adına ½"şer paylı olarak kayıtlı iken 09.06.2006 tarihli akitle yaşları küçük olması nedeniyle anne ... ve baba ... tarafından velâyeten hareket edilmek suretiyle baba davalı ..."in akrabası olan davalı ..."ya satış suretiyle temlik edildiği, aynı gün taşınmazın tapu kaydına ... lehine 49.900,00 TL lik ipotek tesis edildiği, ayrıca, davalı ..."nın 16.06.2006 tarihinde davalı ..."in banka hesabına 48.400,00 para havale ettiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, dava tarihi itibariyle yaşları küçük olan davacılar adına anneleri ... tarafından velayeten eldeki davanın açıldığı, Yüksek 2. Hukuk Dairesi"nin yukarıda içeriği açıklanan bozma ilamı sonrasında mahkemenin ihbarı üzerine ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 07.02.2013 tarihli, 2012/361 Esas - 2013/133 Karar sayılı kararı ile davacılar ... ve ..."e ..."nın vasi olarak atandığı, vasi tarafından eldeki davaya devam edildiği, halen davacı ..."un yaşı küçük olmakla birlikte davacı ..."nın ise 18 yaşından büyük olup, reşit olduğu görülmektedir.
    Diğer taraftan, davacıların anne ve babasının ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/450 Esas - 2008/490 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 22.09.2008 tarihinde kesinleştiği, davacıların anneleri ile birlikte dava konusu evde ikamet etmekte iken icra marifetiyle tahliye edildikleri sabittir.
    Yukarıda açıklanan ilke ve olgular ile dosya kapsamından ve özelikle dava dilekçesi içeriğinden eldeki davada velayet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayanıldığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunun 352. maddesi, “Ana ve baba, velâyetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler; kural olarak hesap ve güvence vermezler. Ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hâkim müdahale eder” hükmüne, aynı kanunun 363. maddesi ise, “Ana ve baba, çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludurlar. Dürüstlük kuralına uygun olarak başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler” hükmüne yer verilmiştir.
    Ne varki, mahkemece, velâyet görevinin kötüye kullanılması iddiası üzerinde durulmamış, bu yönden bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan temlikin muvazaalı kabul edilmesi suretiyle sonuca gidildiği görülmektedir.
    Hâl böyle olunca; davacı ..."nın reşit olduğu gözetilerek yargılamaya kendisinin katılmasının sağlanması, ondan sonra, davacıların velâyet görevinin kötüye kullanılması iddiası bakımından gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalı ..."nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi