21. Hukuk Dairesi 2018/452 E. , 2019/1575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) DAVACILARIN TALEBİ :
Davacılar vekili, ölümlü iş kazası sebebiyle, murisin desteğinden yoksun kalan eş, ......lar, anne ve kardeşler lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
B) DAVALININ CEVABI :
Davalı vekili, uyuşmazlık konusu kazanın müteveffa işçinin kusuru sonucunda meydana geldiğini, davacılar tarafından talep edilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu savunarak, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk derece Mahkemesi tarafından ".. uyuşmazlık konusu kazanın oluşumunda davalı işverenin %75, davacıların murisi işçinin %25 oranında kusurlu olduğu, alınan hesap bilirkişi raporuna göre meydana gelen olay nedeni ile müteveffanın eşi için karşılanmamış gerçek zararın 123.530,15TL olduğunun belirlendiği, 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi gereğince davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulü gerektiği ve manevi tazminat miktarlarının ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı gibi özellikleri göz önünde tutularak belirlendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) DAVACILARIN İSTİNAF BAŞVURUSU :
Davacılar vekili, dosyada mevcut hesap bilirkişisi ek raporuna göre, davacı...... için kurum ödeme tenzili yapıldıktan sonra 485,83TL maddi tazminatın hesaplandığını, buna rağmen talebin reddine yönelik kararın hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından manevi tazminat miktarının düşük belirlendiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
E) DAVALININ İSTİNAF BAŞVURUSU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde husumet ve kusur yönünden kararın hatalı olduğunu, iş kazasının müteveffanın kusurlu hareketleri sonucunda meydan geldiğini, işçinin ağır kusurunun illiyet bağını kesecek düzeyde olduğunu, bu nedenle davalının ortaya çıkan zarardan sorumlu tutulmayacağını, davacı eş ...’ın için %17 oranında evlenme şansı indirimi uygulanması gerektiğini ve manevi tazminat miktarlarının fahiş düzeyde belirlendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
F) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
Davacıların mütevefa ile olan yakınlık dereceleri , kazanın oluşumunda ki kusur durumu sonucunda meydana gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği dikkate alındığında, davacı eş için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının hak ve nesafet kurallarına göre düşük olduğu; ayrıca hükme esas ek hesap bilirkişi raporunda , davacı...... için kurumca karşılanmayan bakiye 485,83TL maddi tazminat alacağının bulunduğu belirlenmesine rağmen bu talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu açıklanarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise izah olunan nedenlere kabulüne karar verildiği açıklanmış ve davacılardan eş için 123.530,15TL maddi, davacı...... için 485,83TL maddi, eş için 30.000,00TL manevi, iki ......tan her biri için 20.000,000TL manevi, anne için 10.000,00TL manevi, iki kardeşten her biri için 5.000,00TL manevi tazminatların, kaza tarihi olan 02/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazla taleplerine reddine karar verilmiştir.
G) DAVACININ TEMYİZİ :
Davacılar vekili, manevi tazminatların az olduğunu, eşe ve küçük yaşta babasız kalan iki ...... lehine hükmedilen manevi tazminatların Bölge Adliye Mahkemesi kararına rağmen az olduğunu, açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
H) DAVALININ TEMYİZİ :
Davalı vekili, kusur raporunu kabul etmediğini, muris işçinin kusuru ile kazanın meydana geldiğini, evlenme ihtimalinin hatalı hesaplandığını, manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, davacılar temyizinin haksız olduğunu, açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
I) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
1- Maddi tazminat hesabı yapılırken, bakiye ömrün tespitinde PMF-1931 yaşam tablosu yerine; yerleşik içtihatlara aykırı olacak şekilde TRH-2010 adlı başka bir tablo kullanılması, açık temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre davalının tüm, davacıların ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
3- Dosya kapsamına göre davacı talebinin iş kazası maluliyeti nedeniyle hak sahiplerinden eş için 123.530,15TL maddi, 70.000,00TL manevi; iki ......tan her biri için 1.000,00TL maddi, 70.000,00TL manevi, anne için 50.000,00TL manevi, iki kardeşten her biri adına 30.000,00TL manevi tazminat talebine dayalı olduğu; Mahkemece davacılardan eş lehine 123.530,15TL maddi, 13.000,00TL manevi, iki ......tan her biri yönünden maddi tazminat taleplerinin reddi ile 20.000,00TL manevi, anne lehine 10.000,00TL manevi, iki kardeşten her biri lehine 5.000,00TL manevi tazminatların davalıdan tahsiline hükmedildiği; ...... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 07/11/2017 tarihli kararda davalı vekilinin, istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davacılardan eş lehine 123.530,15TL maddi, 30.000,00TL manevi, ......lardan Recep lehine 485,83TL maddi, 20.000,00TL manevi, diğer ...... ...... lehine 20.000,00TL manevi, anne lehine 10.000,00TL manevi, iki kardeşten her biri lehine 5.000,00TL manevi tazminatların davalıdan tahsiline, fazla taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
4- Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırının karar tarihi itibariyle 41.530,00TL olduğu dikkate alınarak;
a) Davacılardan eş, anne ve kardeşler yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarının temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacılardan eş, anne ve kardeşler için takdir edilen manevi tazminat miktarları yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, taraf vekilinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK."nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE,
b) Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarının adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı ......lardan her biri yararına hükmedilen 20.000,00TL manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır ve kararın bu yönüyle BOZULMASINA, karar verilmiştir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
İ) SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı 6100 sayılı HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.