3. Hukuk Dairesi 2016/15377 E. , 2017/7086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden ise reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı ..."ın müvekkilinin eski eşi, davalı ..."nin ise kayınvalidesi olduğunu, davalıların müvekkilinin 10 adet bilezik ve 123 adet çeyrek altınını elinden zorla aldıklarını belirterek; ziynetlerin aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının talep ettiği ziynet miktarına itiraz ederek, düğünde yalnızca 4 bilezik ve 16 adet çeyrek altın takıldığını, bu ziynetlerin de davacının rızasıyla evin ortak ihtiyaçlarına harcandığını savunmuş; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı ...; ziynetlerin davacının rızasıyla bozdurulduğunu ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 4 adet 22 ayar bilezik (3.508,00 TL), ve 50 adet çeyrek altın (7.650,00 TL)"nın mevcutsa aynen değilse davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsiline, davalılardan ... yargılama sırasında vefat ettiğinden hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine söz konusu karar, Dairemizin 25.12.2014 tarih, 2014/8370 Esas-2014/17230 Karar sayılı ilamıyla “...TMK"nın 28/1 maddesi gereğince, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti ölümle sona erer.
Hak ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil taraf ehliyetidir. Bu nedenle ölmüş olan kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar; tarafın ölümüyle konusuz kalmaz, bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı veya mirasçılar tarafından devam edilir. Ölen tarafın mirasçıları davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler. Hüküm; ölen taraf adına değil; mirasçılar adına verilir.HMK"nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı gereğince de taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahip olup, bu hak gereğince de mirasçılara tebliğ işleminin yapılması gereklidir. Somut olayda; davalılardan.... yargılama sırasında 10.07.2013 tarihinde ölmüş, mahkemece, bu davalı yönünden davanın konusuz kaldığına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; yargılama sırasında ölen davalı ..."nin tüm mirasçıları tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilerek; taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davaya konu edilen takıların evlilik içinde bozdurulduğu, davalılardan yargılama sırasında ölen ..."ta kaldığı ispat edilemediğinden ... mirasçıları hakkındaki davanın reddine, 4 adet her biri 10 gram ve gram değeri 87,70 TL olan toplam 3.508,00 TL bedelli bilezik, 50 adet herbiri 153,00 TL ve toplam 7.650,00 TL olan çeyrek altın olmak üzere toplam 11.158,00 TL bedelli takıların aynen olmadığı takdirde bedeli olan 11.158,00 TL"nin davalı ..."tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
(HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır.
Somut olayda mahkemece, her ne kadar 50 adet çeyrek altının iadesine karar verilmiş ise de; dinlenen tanıklar, takılan çeyrek altın sayısının 30-40 arası olduğunu beyan etmişler, dosyada bulunan fotoğraflardan da 50 adet çeyrek altın takıldığı tespit edilememiştir. Bu durumda bilirkişiden yeniden, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 50 adet çeyrek altın takıldığının kabulü ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Hükümde toplam bedeli 3.508,00 TL olan 4 adet bileziğin iadesine karar verilmiş; ancak ayarları yazılmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.