11. Hukuk Dairesi 2016/13307 E. , 2016/9434 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 05/04/2000 gün ve 1999/1536-2000/803 sayılı kararı bozan Daire"nin 26/11/2014 gün ve 2014/11111-2014/18464 sayılı kararı aleyhinde davalılar ... ve ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ... Konserve Şirketinin ortağı olduğunu, şirketin müdürü ..."in yasaya aykırı mali ve hukuki uygulamaları olduğunu, sonraki müdür Hilmi"nin de benzer şekilde hukuka aykırı uygulamalara satış ve devirlere sebep olduğunu, 23.08.1996 tarihinde şirket adına kayıtlı ... Mahallesi, 1574 ada 4 parsel taşınmazı müdürle hareket eden ortak ..."ın bacanağı ..."e satılmış, ondan da Metin Ateş"e satıldığını, söz konusu 4 parselin 1574 ada 1, 2, 3. parsellerle tevhid edilerek 1574 ada 15 parsel olduğunu, ancak bu satış karşılığı bir mal ve hizmet alımı yapılmadığını, satışa dair genel kurul kararı olmadığını, taşınmaz alım satımı için genel kurul kararı gerektiğini, rayiç değerin altında yapılan söz konusu satışın muvazaa nedeniyle iptali gerektiğini ileri sürerek söz konusu taşınmaza ait tapunun iptali ile şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir..
Davalılar ve vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalılar ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar ... ve ... vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Dairemiz bozma ilamının 1 numaralı bendinde, “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 11/04/1940 tarihli 1939/15 E. 1940/70 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemenin hüküm tarihi ile hükmün taraflara tebliği arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğine yönelik zaman aşımı def"inin temyiz başvurusu ile ileri sürülebilecek olup davalılar ... ve ... vekili tarafından usulüne uygun bir temyiz başvurusu olmadığı gibi, katılma yoluyla temyiz başvurusunda da bulunulmaksızın temyize cevap dilekçesiyle zaman aşımı def"inde bulunulması nedeniyle söz konusu zamanaşımı def"inin dikkate alınması mümkün olamayacağından davacının temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine” karar verilmişse de, esasen haklarındaki davanın reddedildiği gözetildiğinde adı geçen davalıların hüküm tarihi ile hükmün taraflara tebliği arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğine yönelik zaman aşımı def"ini temyiz ya da katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunmaksızın temyize cevap dilekçesiyle ileri sürebileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenlerle, bozma ilamının 1 numaralı bendinin kaldırılarak adı geçen davalılar vekilinin zamanaşımı def"inin incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
İcra İflas Kanunun 39. maddesinde “İlama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar. Noter senedine müstenit takip, senedin mahiyetine göre borçlar veya ticaret kanunlarında muayyen olan zamanaşımlarına tabidir.” hükmü düzenlenmiştir. Ancak, ilamlı takiplerin, son işlem tarihinden itibaren on sene geçtikten sonra, zamanaşımına uğrayacağı kuralı bütün ilamlar hakkında geçerli değildir. Bazı ilamlar hakkında “hak düşürücü (iskati zamanaşımı)” süresi işlemez. Bunlardan biri de 11.02.1959 tarihli 1958/10 Esas, 1959/12 Karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararı nazara alındığında taşınmazın aynına ilişkin ilamlardır. Belirtilen Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ile “743 Sayılı Medeni Kanun"un 642. maddesi hükmünce alınmış olan ilamların icrasının her zaman istenebileceğine ve bu ilamlar hakkında iskati müruruzaman hükümlerinin tatbik olunamayacağına karar verilmiştir.” 743 Sayılı Medeni Kanunun 62. maddesinde göre “Bir şeye temellük etmek hakkını hibe gibi bir sebeple iktisap etmiş olan kimse tescil muamelesinin icrasını malikinden talep edebilir. İmtina halinde mülkiyetin kendisine aidiyetine karar verilmesini hakimden istiyebilir. İhraz ve işgal, intikal, istimlak cebri icra ve mahkeme ilamiyle bir gayrimenkulün mülkiyetini iktisap eden kimse; doğrudan doğruya tescil muamelesini yaptırabilir.”
Somut olayda davalı şirkete ait taşınmazın şirket müdürünce üçüncü kişilere muvazaalı olarak satıldığı iddia edilerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazın şirket adına tescili istendiğinden gayrimenkulün aynına ilişkin bulunan iş bu davada yukarıda açıklanan gerekçe itibariyle zamanaşımı süresi işlemeyecek olup, davalılar ... ve ... vekilinin mahkemenin hüküm tarihi ile hükmün taraflara tebliği arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğine yönelik zaman aşımı def"inin dikkate alınması mümkün olamayacağından adı geçen davalıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26/11/2014 tarihli 2014/11111 Esas, 2014/18464 Karar sayılı bozma kararının 1 numaralı bendindeki gerekçenin kaldırılarak yerine aynı bent olarak açıklanan değişik gerekçenin eklenmesine ve zamanaşımı def"inin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26/11/2014 tarihli 2014/11111 Esas, 2014/18464 Karar sayılı bozma kararının 1 numaralı bendindeki gerekçenin kaldırılarak yerine aynı bent olarak açıklanan değişik gerekçenin eklenmesine, aynı ilâmın sonuç kısmının ikinci satırında yer alan (... zamanaşımı def"inin incelenmesine yer olmadığına) cümlesinin (... zamanaşımı def"inin reddine) şeklinde düzeltilmesine, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.