Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/966
Karar No: 2016/9441
Karar Tarihi: 08.12.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/966 Esas 2016/9441 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/966 E.  ,  2016/9441 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/05/2015 tarih ve 2013/210-2015/455 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/12/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalının hissedarı olduğu dava dışı ... Denizcilik Turizm ve Tic. A.Ş"nin hisselerinin satın alınması için davalı ile 31.08.2009 tarihli hisse senedi alım satım sözleşmesi imzalandığını, bu nedenle de davalıya 240.000,00 USD ödeme yapıldığını, davalının sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile müvekkilince 17.12.2009 tarihinde noter kanalı ile gönderilen ihtar ile sözleşmenin feshedildiğini, hisse alımı için davalıya ödenen 240.000 USD"nin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirketin müvekkil koordinatörlüğünde uluslararası bir proje kapsamında avans ve komisyon ödemesi söz konusu olduğunu, davacı tarafından müvekkiline gönderilen paraların tamamının müvekkili tarafından davacı şirketin içinde bulunduğu Holding bünyesinde yapılan uluslararası proje kapsamında harcandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı hisse senedi alım satım sözleşmesindeki bedelin takibe konu edilmediği, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede davacının iddialarında ileri sürdüğü gibi yazılı sözleşmeden önce davacının davalı ile sözlü anlaşmaya vararak elden nakit olarak ödemeler yaptığının belgelendirilemediği, davalı tarafın icra takibine konu edilen alacağın davacı şirket adına yurt dışında yapmış olduğu uluslararası proje kapsamında iş avansları ve komisyon ücretleri olduğu yönündeki savunmasının incelenmesi sonucunda ise bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde belirtildiği gibi davalı savunmasının yerinde olduğu, davacının takip konusu yaptığı bedelden çok daha fazla bedelin davalının davacı şirket tarafından yetkilendirilerek gittiği yurt dışındaki işlemler için kullanıldığı, davacının iddiasını davalıya yöneltilen yemin dahil olmak üzere hiç bir delil ile ispatlayamadığı, aksine usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen davacı ticari defterlerinin ve davacı ile davalı arasında yapılan yazışmaların davalı tarafın savunmalarını doğruladığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Dava, mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte bulunduğu sırada açılmış, yargılama sırasında 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmiş, yargılama kuralları bakımından bu kanun hükümleri çerçevesinde karara bağlanmıştır. 6100 sayılı Kanunun 184 ve devamı maddeleri uyarınca, yargıç, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan kanıtları inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Taraflar, tahkikatın tamamı hakkında açıklamada bulunduktan sonra, yargıç yeniden araştırma yapılmasını gerektiren bir husus kalmadığı sonucuna varırsa, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Anılan Kanunun 186. maddesi hükmüne göre, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Ancak, taraflar duruşmada hazırsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve taraflara imzalatılır. Sözlü yargılama aşamasında taraflara son sözleri sorularak hüküm tefhim edilir. Sözlü yargılama safhasında taraflar, kanıt sunmadan, kendisi ve karşı tarafın iddia ve savunmaları ile kanıtlarıyla ilgili hukuki değerlendirme yaparak neden haklı olduklarını açıklama hakkı elde ederler, yargıç da gerektiğinde salt hukuki değerlendirmeye esas olmak üzere taraflara soru sorma ve tereddütlü noktaları son kez açıklığa kavuşturma imkanına sahip olur.
    Somut uyuşmazlıkta, 14.05.2015 tarihli celsede tahkikatın bittiği belirtilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmiş ve taraf vekillerinden son beyanları sorulması üzerine davacı vekili söz alarak “Sözlü yargılamada bulunmak için HMK"nın ilgili maddesi uyarınca süre istiyoruz” demiş olmasına rağmen mahkemece, yukarıda açıklanan hükümler çerçevesinde 6100 sayılı HMK"nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama için gün tayin edilmeden ve taraflara süre verilmeden doğrudan davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla mahkemece, HMK"nın 184 ve devamı maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia, savunma ve hukuki dinlenilme hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi