Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/8348
Karar No: 2009/1968
Karar Tarihi: 12.2.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/8348 Esas 2009/1968 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/8348 E.  ,  2009/1968 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 27/12/2007
    NUMARASI : 2001/231-2007/831

    Davacılar, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacılar ile davalılardan D. D. Çelik Tic.A.Ş. Vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Manevi tazminat yönünden,HUMK"nun 427. maddesindeki parasal sınırları  değiştiren 5219 sayılı yasanın 2/c maddesi ile 21.7.2004 tarihinden itibaren verilecek kararlarda 40.000.000 TL olan  kesinlik  sınırı 1.000.000.000 TL’ye (1.000,00-YTL) çıkarılmıştır. Diğer bir deyişle 21.7.2004 tarihinden itibaren verilen kararların temyiz edilebilmesi  için hüküm altına alınan miktarın 1.000.000.000.TL (1.000,00-YTL)’yi geçmesi gerekir.
    HUMK’na 5236 sayılı yasanın 19.maddesi  ile eklenen Ek-4.maddeye göre ise “Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtay’da duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on milyon lirayı (10,00-YTL) aşmayan kısımları dikkate alınmaz.”  20.12.2006 Gün ve 26382 sayılı Resmi  Gazetede ilan edilen  Maliye Bakanlığı’na ait 364 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde,  2007 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 7,8 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2007 yılında mahkemelerce verilecek  kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin  1.170,00 TL.’sini geçmesi gerekir.
    Somut olayda,  inceleme konusu karar bu tarihten sonra verilmiş olup temyize konusu dava değeri her bir davacı için 1.000,00YTL’dir.Bu durumda manevi tazminat yönünden hüküm kesin nitelik taşıdığından  1.6.1990 gün  ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da  göz önünde tutularak  davalı D. D. Çelik End. Ve Tic. A.Ş."nin mahkemenin manevi tazminata ilişkin  temyiz dilekçesinin kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle Dairemizce reddine karar verilmek gerekmiştir.     
    2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı baba L.Ö.’ün maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının tümden  reddine,
    3-Davacı anne M.Ö.’ün maddi tazminata yönelik temyizine gelince;
    Dava, davacıların 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı iken  iş kazası sonucu ölen oğulları M.Ö.’ten dolayı maddi ve manevi tazminat istemine  ilişkindir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden sigortalının 18.1.2001 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı olay sonucu öldüğü, olayın SGK.’ca iş kazası olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece ölen sigortalının babasının emeklilik aylığı aldığı ve anneye de bakmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle davacıların  maddi tazminat istemleri reddine, manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
    Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin belirlediği koşulların gerçekleşmesi ile ana ve  babasına gelir bağlanmaktadır.
    4958 sayılı Yasa"nın 35. maddesi ile  506 Yasa"nın 24/1. maddesinde yapılan değişiklikten önce, ana ve  babanın anılan gelirden yararlanabilmelerinin koşulu " ölen sigortalının sağlığında onların geçimini sağlamış olması" iken,  anılan madde de yapılan 29.7.2003 tarihli 6.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeyle sigortalının ana ve babasına gelir  bağlanmasının koşulu  " sosyal güvenlik  kuruluşlarına tabi çalışmayan  veya 2022 sayılı Yasa"ya göre  bağlanan aylık hariç olmak üzere  buralardan her ne ad altında olursa olsun  gelir veya aylık almayan "  biçiminde değiştirilmiştir.
    Bu tür davalarda; haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerinin belirlenen maddi tazminattan düşülmesi gerekir.Bu bakımdan davanın niteliği gözönünde tutularak öncelikle Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı kesin olarak saptanmalıdır.Başka bir anlatımla 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesi gereğince, hak sahiplerine gelir bağlanması halinde, destekten yoksun kalma tazminatı istemi haklarının bulunduğu; aksi halde bu nitelikte bir haklarının olamayacağı açıktır.
    Bu tür  yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal  tesirini husule getireceği tartışmasızdır.  Somut olayda, davacı babanın SSK."dan yaşlılık aylığı alması nedeniyle ölen oğlundan iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması mümkün olmadığından mahkemece maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru ise de hak sahibi davacı anne hakkında yukarıda açıklanan doğrultuda inceleme ve araştırma yapılmadığı 29.07.2003 tarihinde kabul edilip, 06.08.2003 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin de dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş;  SGK. Başkanlığı"nca davacı M.Ö."ün iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması talebi reddedildiğinden davacı M.Ö.’e SGK Başkanlığı’na karşı “ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti” davası açması için önel vermek o davayı bu dava için bekletici mesele saymak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı anne M.Ö.’ün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılar ile davalılardan D. D. Ç. A.Ş."ye iadesine,   12.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi