3. Hukuk Dairesi 2016/18103 E. , 2017/7143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-birleşen davalı, davalı ile evlilik dışı ilişkilerinden olan müşterek çocuk..... için, Antalya 3. Aile Mahkemesi"nin 2008/1204 esas sayılı dosyası ile aylık 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde kendisinin işlerinin kötüye gittiğini, işlettiği pansiyonun sürekli zarar ettiğini, davalı annenin ise bu süreçte çalışmaya başladığını ileri sürerek, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının azaltılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı-birleşen davacı, ilk nafaka davasından sonra aradan geçen süre içerisinden müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek, davacının davasının reddine, birleşen dava bakımından ise 350 TL iştirak nafakasının 1.000 TL"ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilk hükmedilen nafaka miktarı ve bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş olması ve yine davacının gelirinde olağanüstü bir artış olmaması göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı- birleşen davacı tarafında temyiz edilmiştir.
TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".
Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Somut olayda, taraflar hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında; davalı- brileşen davacı annenin ev hanımı olup çalışmadığı, davacı-birleşen davalı babanın ise işsiz olduğu ve gelirinin tespit edilemediği belirtilmiş ise de, dosya kapsamındaki bilgilere göre davacı-birleşen davalı babanın pansiyon işlettiği, ayrıca bir kısım tanık beyanlarına göre ise müteahhitlik de yaptığı ifade edilmiş olup, mahkemece davalı babanın bu işlerden elde ettiği gelire ilişkin yeterince inceleme ve araştırılma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Öyle ise, mahkemece; öncelikle, davac- birleşen davalı babanın yukarıda açıklandığı şekilde aylık ve yıllık gelirlerinin net olarak saptanmasından sonra, ilk nafakaya karar verildiği tarihten dava tarihine kadar 8 yıllık bir sürenin geçmiş olduğu da gözetilerek; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ile nafaka yükümlüsünün (davacı- birleşen davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak iştirak nafakasının uygun miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile iştirak nafakasının artırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.