Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6491
Karar No: 2021/8196
Karar Tarihi: 13.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6491 Esas 2021/8196 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6491 E.  ,  2021/8196 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; hamile olan davacı ...’in 02/04/2007 tarihinde devlet hastanesine gittiğini, akabinde 19/07/2007 tarihinde de davalı şirkete ait hastaneye giderek diğer davalı doktora muayene olduğunu, hamileliğin sonuna kadar da davalı doktorun kontrolünde kaldığını, ultrasonografi aracılığıyla muayenesinin rutin şeklinde yapıldığını, 17/12/2007 tarihinde sezeryanla doğum yaptığını, ancak bebeğin 2 bacak ve sol kolunun tamamen noksan olarak %90 fiziksel engelli olarak doğduğunu, davalı doktorun doğumdan sonra da ilgisiz davrandığını, bebekte var olan sakatlığın ve fiziksel noksanlığın ultrasonda gözükmesine rağmen kürtajla alınmasını engellemek için bu sakatlıktan bahsetmediğini, davalı doktorun bu davranışı ile kürtajı engelleyerek bebeğin sakat olarak doğumuna neden olduğunu, davalı hastanenin de bu durumdan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek; bebeğin yaşam boyu sürecek tedavi ve ilaç masrafları, özel bakım ve özel ulaşım giderleri, bebeğin ömür boyu çalışamayacak olması nedeniyle doğmuş ve doğacak gelir kaybı anne ve babanın ilerde destekten yoksun kalacak olmaları nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, annenin hayatı süresince bebeğe bakacak olması nedeniyle doğmuş ve doğacak gelir kaybı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminat ile anne ve babanın her biri için 25.000 TL, bebek için de 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş; 14/03/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile bebek Muhammet Emin Yeniçeri’nin sürekli surette muhtaç olacağı özel bakım masraflarından ileride doğacak bakıcı masrafları için 117.613,43 TL’nin, anne ...’nin bebeğin tedavisi, muhtaç olduğu özel bakımı ve sürekli gözetimini sağlayabilmesi için hayatı boyunca çalışamayacak olması sebebiyle doğmuş ve doğacak gelir kaybı için 24.463,39 TL’nin, bebeğin ömür boyu çalışamayacak olması (%90 oranında engelli olarak doğmasaydı çalışarak elde edeceği maddi varlıktan mahrumiyet) sebebiyle gerçekleşecek gelir kaybı için 399.412,92 TL’nin, bebeğin çalışamayacak olmasından dolayı ileride destekten yoksun kalacak anne ... için 24.463,39 TL destek kaybının ve baba ... için 22.099,51 TL destek kaybının toplamından oluşan 588.052,64 TL tutarındaki maddi tazminatın; anne ... için 25.000 TL, baba ... için 25.000 TL, bebek Muhammet Emin Yeniçeri için 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan faizi ile birlikte tahsilini istemişlerdir.


    Davalı şirket; doğumla ilgili olarak kendilerine kusur izafe edilemeyeceğini, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı doktor; bebekte meydana gelen sakatlık ile ilgisinin bulunmadığını, kendilerine müracaat edilinceye kadar bebeğin ve annenin kontrolsüz kaldığını, davacıların dava dışı doktor tarafından önerilen tarama testlerini yaptırmadığını, gebeliğin 107. gününden sonra kürtajın mümkün olmadığını, kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 27/03/2012 tarihli ve 2011/9457 E. 2012/8303 K. sayılı kararıyla, (1) nolu bent ile sair temyiz itirazları dava konusu olayda, davalı doktorun kendisine müracaat ve ultrasonografik muayene de dahil muayene edildiği tarihte davacı annenin karnında bulunan çocuğun fiziksel açıdan sakat olduğunu anlayabilecek durumda olmasına rağmen gerekli özeni göstermediği ve var olan sakatlığı belirleyemediği ve bu haliyle olayda kusurlu bulunduğunun sabit olduğu, davalıların kusurunun çocukta var olan fiziksel sakatlığın ortaya çıkmasında ve oluşmasında olmayıp, kürtaj imkanın olması halinde özen borcuna aykırı davranmaları nedeniyle davacı anne ve babanın kürtaj hakkının elinden alınıp alınmamasına ilişkin olduğu, bu durumda davacı küçüğün var olan fiziksel sorunlarının 2857 sayılı Kanun"un 5. maddesinde yer bulan tahliye koşullarına uygun olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, hamileliğin süresi ve küçükteki var olan fiziksel noksanlığın 2857 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca gebeliğin sonlanmasına olanak verdiğinin tesbiti halinde ise, davacı küçük çocuğun kürtaj yoluyla tahliye edilmesine kusurları ile engel olan davalıların bu eylemleri ile kürtaj olunmaması arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan davalıların dava dilekçesinde belirtilen (küçüğün yaşam boyu sürecek tedavi ve ilaç masrafları) dışındaki taleplerden dolayı sorumlu olacaklarının da kabulü gerektiği, öte yandan olaydan direkt olarak zarar gören şahsın anne ve babanın yanında küçük çocuk olduğu gözetildiğinde küçük çocuk için de uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği’’ gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair verilen karar davalıların temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22/03/2017 tarihli ve 2015/38727 E. 2017/3509 K. sayılı kararıyla, davalı hastanenin temyiz isteminin süre yönünden reddine; davalı ...’in davacı Muhammet Emin Yeniçeri için takdir olunan 50.000 TL manevi tazminat yönünden temyiz itirazlarının reddine, diğer temyiz itirazları yönünden ise, davacıların 14/03/2011 tarihli ıslah dilekçesiyle sonuç olarak, Muhammet Emin Yeniçeri’nin sürekli surette muhtaç olacağı özel bakım masraflarından ileride doğacak bakıcı masrafları için 117.613,43 TL, anne ...’nin Muhammet Emin Yeniçeri’nin tedavisi, muhtaç olduğu özel bakımı ve sürekli gözetimi sağlayabilmesi için hayatı boyunca çalışamayacak olması sebebiyle doğmuş ve doğacak gelir kaybı için 24.463,39 TL olmak üzere toplam 142.076,82 TL istenildiği, mahkemece verilen ilk kararda bu istek kalemi için hakkaniyete dayalı indirim yapılarak 90.000 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği; yine, mahkemece verilen ilk kararda davacılar anne ve babaya 5.000’er TL’den toplam 10.000 TL manevi tazminat verildiği, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği; bu şekilde reddedilen kısım için, önceki bozma ilamında “sair temyiz itirazlarının reddi” denildiğinden, davalılar lehine kazanılmış hak teşkil ettiği halde, bu kez verilen kararla taleplerin yeniden ele alınarak tamamının kabul edilmiş olmasının doğru olmadığı, ayrıca bakım masrafları talebi yönünden hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle verilip ilk kararla kesinleşen hüküm nazara alındığında, mahkemece kabul olunan, çocuğun çalışamayacak olmasından dolayı ileride destekten yoksun kalacak davacı anne ... için 24.463,39 TL, baba ... için 22.099,51 TL destek kaybının takdirinde, hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilmemiş olmasının da hatalı olduğu’’ gerekçeleriyle bozulmuştur.

    Bozmaya uyan mahkemesi maddi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulü ile davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak nazara alınarak davacı ..."nin çalışamayacak olmasından dolayı gelir kaybı (24.463,39 TL) ve özel bakım masrafları (117.613,43 TL) toplamı olan 142.076,82 TL maddi tazminatın tarafların kusurları ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak 90.000 TL’nin 3.000 TL’sinin dava tarihinden, kalan 87.000 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine; davacı Muhammet Emin Yeniçeri"nin ömür boyu çalışamayacak olması nedeniyle gerçekleşecek gelir kaybı için 399.412,92 TL tazminatın 2.000 TL’lik kısmının dava tarihinden, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine; davacı Muhammet Emin Yeniçeri"nin çalışamayacak olmasından dolayı ileride destekten yoksun kalacak davacı anne ... için 24.463,39 TL, baba ... için 22.099,51 TL destek kaybının 1.000 TL’lik kısmının dava tarihinden, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalılardan ... yönünden müşterek müteselsil sorumluluğun %20 hakkaniyet indirimi yapılarak 19.570,71 TL ve 17.679,61 TL ile sınırlı, kararı temyiz etmeyen diğer davalı yönünden davacının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek tamamı), fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine; manevi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulü ile, davacı anne Zeynep Yeniçeri ve davacı baba ... için 5.000’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine; davacı Muhammet Emin Yeniçeri için 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) 6100 sayılı HMK"nın Hükmün tashihi başlıklı 304. maddesi; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.", Hükmün tavzihi başlıklı 305.maddesi; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.", Tavzih ve tamamlama talebi ile usulü başlıklı 306. maddesi; “Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." hükmünü içermektedir.
    Yukarıda açıklanan kanun maddelerine göre gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrası sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
    Somut olayda; mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, davacılar vekilinin 17/10/2019 tarihli tashih ve tavzih istemini içerir dilekçesi üzerine mahkemece tashih şerhi verilerek hükümde yer alan ‘’davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine’’ ifadesi yerine hüküm fıkralarında değişiklik yapılarak ‘’davalılardan hastane yönünden karar süresinde temyiz edilmediğinden kararın kesinleşmiş olması nedeniyle bu davalı yönünden yeni hüküm kurulmasına yer olmadığına ‘’ ve ‘’... yasal faiziyle birlikte davalı ..."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine’’ denildiği anlaşılmaktadır.


    Bu itibarla; mahkemece, tavzih yolu ile hüküm fıkrasının genişletilip değiştirilemeyeceği nazara alınmadan karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de, davalı ... kendisini yargılamada bir vekille temsil etmiş olmakla, reddedilen manevi tazminatlar yönünden bu davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru değildir.
    2) Bozma nedenine göre, davalı ..."in diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."in diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene davalı iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi