Davacı, murisinin ilk kesinti tarihinden ölüm tarihine kadar tarım sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava davacı murisinin ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından 6.9.2005 ölüm tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkindir.
Mahkemece davacı murisinin 1.8.1998 tarihinden ölüm tarihi olan 6.9.2005 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacı murisinin sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 6.7.1998 tarihinde yapıldığı ilk kesintiden sonra herhangi bir kesintinin olmadığı, 8.8.2003 tarihli Tarım Kredi Kooperatifi Birlikleri ortak tahsil makbuzun da davacı murisinden sermaye payı tahsil edildiğinin anlaşıldığı, ziraat odasınca verilen 21.3.1996 tarihli çitfçilik belgesinin bulunduğu, Haymana Ziraat Odası tarafından kayıtlar düzgün tutulmadığından ve mevcut arşiv kayıtlarına C.Savcılığı tarafından el konulduğundan 2002 yılı öncesine ait bilgi verilmediği, 2002 yılı aidat listesinde davacının adının bulunduğu, 1742 sayılı Toyçakır Tarım Kredi Kooperatifine ortak olduğu ancak ortaklık tarihinin bildirilmediği, Ziraat odası çiftçilik belgesinde 21.3.1996 tarihi itibariyle 150 dekar arazinin bulunduğu, Ankara Şeker fabrikasına herhangi ürün teslim etmediği,tapuda 155,000 m² araziye iştirak halinde hissedar olduğu görülmüştür.
Mahkemece davacının tesis edilen sigortalılık başlangıcı tarihinin 1.8.1998 olarak kabulü ile 1.8.1998-31.12.1998 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitine karar verilmesi yerinde ise de prim kesintisinin ziraat odası ve zirai amaçlı kooperatif kaydının bulunmadığı 1.1.1999-6.9.2005 tarihleri arasındaki dönem yönünden tesbite kararı verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; gerekirse C.Savcılığı elinde bulunan Ziraat Odası kayıtları üzerine bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak davacının ziraat odası kaydının hangi tarihte başladığı tespit etmek, 1742 sayılı Toyçakır Tarım Kredi Kooperatifinden davacının ortak olduğu tarihi sormak bu kayıtların 1998 yılı ve devamı şeklinde olduğunun anlaşılması halinde talebin kabulüne, aksine halde 1.1.1999 – 6.9.2005 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin reddine karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.