11. Hukuk Dairesi 2015/14495 E. , 2016/9502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2015 tarih ve 2015/18-2015/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Muhteşem Yüzyıl” adlı TV dizisinin yapımcısı olduğunu, dizide Kanuni Sultan Süleyman"ın hayatından yola çıkarak senaryolaştırılan bir hikayenin anlatıldığını, dizinin tanıtımını içeren fragmanların yayınlanmaya başlaması ile dizi hakkında ... ... adlı yayın kanalında 02.01.2011 tarihinde yayınlanan programda, davalı sunucunun dizi hakkında kendi değerlendirmelerini aktararak bu bilgiler ışığında dinleyicileri, diziyi protesto etmeye çağırdığını, diziye karşı kin ve nefret duygusu aşılamaya çalıştığını, hakaret içeren sözler sarfettiğini, müvekkilinin kişilik haklarının çiğnendiğini, davalı radyo sorumlularının da bu yayına onay verdiklerini ileri sürerek, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı... vekili, yapımcı olmayan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu edilen programda, eleştiri sınırları içerisinde kalan yorumlar yapıldığını, hukuka aykırı herhangi bir durumun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişi tarafından.... adlı radyoda yapılan yayında, davacının yapımcısı olduğu TV dizisi ile ilgili eleştirilerin yapıldığı, ancak eleştiri yapılırken fuhuş kelimesinin kullanıldığı, bu şekilde eleştiri sınırı aşılarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gibi programın bütününde de adeta bir karalama kampanyasının yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL manevi tazminatın davalı....’den tahsiline, davalı ... olarak gösterilen dava takip edilmediğinden HMK.nun 150. maddesi gereğince, taraflardan birisi tarafından üç ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı... vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 255,55 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1)5846 S. ... 8 m. uyarınca, sinema eserlerinde eser sahibi olanlar "yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo ve diyalog yazarı" olan kişilerdir. ... 80 m. uyarınca bağlantılı hak sahibi olan icracı sanatçılar ve yapımcılardır.
2) Davacı, dava konusu TV programında eleştirilen "Muhteşem Yüzyıl" isimli sinema (dizi) eserinin eser sahibi veya bağlantılı hak sahibi değildir. O nedenle eser sebebiyle manevi hakları ihlal edilen kişiler arasında olmadığından ve sadece mali hak sahibi olduğundan eserin kötülenmesi sebebiyle manevi tazminat davası açma hakkı yoktur.
3) Davacının, Türk Medeni Kanunu"nun 25 m. uyarınca kişilik haklarına saldırı olduğundan söz edebilmek için de, isnat edilen eylemde davacıya matufiyet yapılması gerekir. Yerel mahkemece, "Fuhuş dolu" ibaresiyle eleştiri sınırının aşıldığını söylenerek davalı manevi tazminata mahkum edilmiş ise de davacının sözkonusu eserin senaryo yazarı veya icracı sanatçısı olmaması, bahsi geçen programda davacının adının doğrudan veya dolaylı olarak zikredilmemiş olması nedeniyle "matufiyet" şartı gerçekleşmediğinden davanın reddi gerektiği halde davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.