4. Hukuk Dairesi 2013/4318 E. , 2013/5798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 27/07/2001 gününde verilen dilekçe ile haksız eyleme dayalı maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/03/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı dava dilekçesinde, davalı kurumun çalışanları tarafından köy yolu güzergahında yapılan telefon hattı döşeme çalışmaları sırasında köy yoluna zarar verildiğini beyanla maddi zararının tazminini istemiştir.
Davalı, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, aksi takdirde herhangi bir zarar söz konusu olmadığından esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava ve ıslah dilekçeleri ile talep edilen maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HUMK"nun 84 maddesi ile bu konuya ilişkin 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; bir yargılama işlemi olan ıslah, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir. Karar, temyiz incelemesi sonucunda bozulduktan sonra artık ıslah yapılamaz. Davacı, bozma kararından sonra ek dava yolu ile istemde bulunabilir. Şu durumda, dava dilekçesindeki talebe göre hüküm kurulması, ıslah dilekçesinin ise reddine karar verilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/03/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Sayın çoğunluk 04/02/1948 tarih, E: 1944/10, K: 1948/3 sayılı İBK uyarınca, bozma sonrası ıslah yapılamayacağına, ıslah edilen kısmın reddi gerektiğine temasla yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
İBK, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin hükmünü iki gerekçeye dayandırmıştır: 1) davaların gereksiz yere uzamaması ve 2) usuli kazanılmış hakların ihlal edilmemesi. Bozma kapsamı dışında bırakılan ve kesinleşen hususlarda ıslah yapılamayacağı kuşkusuzdur. Bozmanın konusunu oluşturan ve uyulmakla bozma doğrultusunda yeniden tahkikat gerektiren konularda ise, hüküm aleyhine bozulan için usuli kazanılmış haklardan söz edilemez.
1086 sayılı HUMK 84, 6100 sayılı HMK 177/1’e göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
Ayrıca, ıslahla müddeabihin arttırılamayacağına ilişkin kanun hükmünün, Anayasa Mahkemesi"nin 21/01/2000 tarih ve 1-2 sayılı kararıyla iptal edilmesinden sonra anılan İBK nın kapsamı ve şumulü yeniden değerlendirilmelidir.
Kanunda ıslahın tahkikatın hitamına kadar yapılabileceği açıkça belirtilmiştir. “Daha yeni ve dolaylı olarak ıslah kurumu ile ilgili İBK da ise (İBK: 04/02/1959, 13/5; RG, 28/04/1959, 10193), bozmadan sonra bozma kararına uyulması ile davada yeniden tahkikata başlanılmış olacağı kabul edilmiştir.” (PEKCANITEZ, Prof. Dr. Hakan-ATALAY, Prof. Dr. Oğuz-ÖZEKES, Prof. Dr. Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara 2011, sh: 406)
Bu nedenle bozmadan sonra yeniden başlayan tahkikat safhasında ıslah mümkündür. Aynı görüş için bakınız: 1- KURU, Prof. Dr. Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, İstanbul 2001, 4. cilt sh: 3979; 2- (KURU’dan naklen) ANSAY, Sabri Şakir, Hukuk Yargılama Usulleri, 6. baskı Ankara, sh: 184; 3- ÖNEN, Doç. Dr. Ergun, Medeni Yargılama Hukuku, Sevinç Matbaası, Ankara 1979, sh: 178; 4- YILMAZ, Prof. Dr. Ejder, Islah, Değiştirilmiş İkinci Bası, Yetkin Yayınları, Ankara 2010, sh: 485; 5- TUTUMLU, Mehmet Akif, Kuram ve Uygulama Işığında Medeni Usul Hukukunda Islah, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2010, sh:120; 6- HGK, T: 16/03/2005, E: 2005/13-97, K: 2005/150
Somut olayda, yerel mahkemenin önceki kararı eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur. Dolayısıyla ıslahla davalının ihlal edilmiş bir usuli kazanılmış hakkı yoktur. Islah yüzünden davanın sürüncemede kalması da söz konusu değildir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 28/03/2013