4. Hukuk Dairesi 2020/1041 E. , 2021/432 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 12/02/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair verilen 05/02/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20/03/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine 17. Hukuk Dairesinde yapılan duruşmada taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dosyanın 4. Hukuk Dairesine iş bölümü kararı uyarınca intikalinden sonra görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalılardan ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalıların servis şoförü olduklarını, 04/01/2008 tarihinde gerçekleşen kazada müvekkili davacılar Gülzade ve Mustafa’nın müşterek çocuğu, diğer davacı ..."in kardeşi ...’in ölümüne sebep olduklarını, müteveffanın içinde bulunduğu ve davalılardan ... tarafından sevk ve idare edilen servisin yolun ortasında durduğunu, müteveffa ...’in servisten indiği sırada davalılardan ...’in, davalılardan ...’a ait olan servisin sağından geçtiğini, bu sırada müteveffanın sıkışarak davalılardan ...’a ait servisin tekerleği altında kaldığını, ölüm olayında kusurlu olan davalılar hakkında ceza mahkemesinde kamu davası açıldığını, olay tarihinde müteveffanın 7 yaşında olduğunu, davacılar anne ve babanın müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24/07/2015 tarihli rapor hükme esas alınarak davalıların ortaklaşa ve zincirleme %100 tam kusuruna göre destekten yoksun kalma zararının belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yedi yaşında olan destek durumundaki küçüğün, çalışacak ve üretecek duruma gelip anne ve babasına yardım edeceği 18 yaşına kadar, anne ve babası tarafından ona yapılması gereken bakım ve yetiştirme giderlerinin, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 186/3. maddesinde “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar” şeklinde, aynı Kanunun 327/1. maddesinde de “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, çocuğa yapılacak bakım ve yetiştirme giderlerinden anne-baba birlikte sorumlu olduklarından, bakım ve yetiştirme giderinin anne ve baba için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından ayrı ayrı indirilmesi gerekirken bu hususa değinmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınarak indirim yapılmamış olması doğru olmamıştır.
Ayrıca; trafik kazası sonucu ölen destek ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Ancak bu hususta zarar hesabı yapılırken çocuğun çalışarak gelir elde etmeye başlayacağı yaş olan 18 yaşına gelmesi halinde ana ve babasına destek olacağı varsayılmalıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda çocukların küçük yaşlardan başlayarak yardım ve hizmet etmek suretiyle anne ve babaya destek olacağı, özellikle kız çocukların küçük yaşlarda ev işlerinde anneye yardım etmek suretiyle destek olduğu kabulü ile ölen desteğin ölüm tarihinden itibaren anne ve babaya destek olacağı varsayımı ile hesaplama yapılması Yargıtayın yerleşik uygulamalarına aykırıdır.
Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhtemel bakiye ömürler PMF yaşam tablosu esas alınarak belirlenmiş ise de, bakiye ömürlerin hesabında hataya düşülmüştür.
Şu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, davacıların destekten yoksun kalma zararının hesabında muhtemel yaşam sürelerinin PMF yaşam tablosu esas alınarak belirlenmesi, ölen desteğin 18 yaşından itibaren gelir elde etmeye başlayacağı kabul edilerek zarar hesabının yapılması ve hesaplanan zarardan yetiştirme ve bakım giderinin indirilmesi gerektiği hususları da gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ...’in diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine 03/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.