11. Hukuk Dairesi 2016/6863 E. , 2016/9552 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/11/2013 tarih ve 2012/390-2013/442 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı bankadan kullanılan kredi ile satın alınan taşınmazın deprem nedeniyle hasar gördüğünü, davalı banka tarafından DASK zorunlu deprem sigortası yaptırılmasına karşın poliçenin yenilenmemesi nedeniyle sigorta tazminatı ödenmediğini, davalı bankanın poliçelerin yenilenmemesi nedeniyle kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 43.300 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Davalı Banka vekili, taraflar arasında yapılan sözleşme ile müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek, da...ın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davalı sigorta şirketi vekili da...ın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... Sigorta A.Ş’nin davacı lehine DASK yaptırmasının zorunlu olduğuna, poliçenin yenileneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davalı banka tarafından daha önce yazılı onay almadan poliçenin yenilenmiş olması karşısında bankanın sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki itirazın dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın güçlendirilmeye değer bulunmadığı gerekçesiyle da...ın ve birleşen da...ın kabulüne, 43.300,00 TL tazminatın 30/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, zorunlu deprem sigortası poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalı bankadan kullanılan krediyle taşınmaz satın alınmış olup, davalı sigorta şirketi kredi sözleşmesinin tarafı olmadığından sigortanın yenilenmesi konusunda davacıyla arasında bir güven ilişkisi olduğundan ve akdi sorumluluğundan söz edilemez. Bu bakımdan davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceği halde sigorta şirketi aleyhine hüküm tesisi doğru görülmeyip kararın birleşen davada davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davacı, taraflar arasında 16.07.2010 tarihli Dask Sigorta Poliçesine dayalı istemde bulunmuştur. Davalı banka davacı tarafından Dask sigortası başvurusu yapılmadığı gerekçesiyle, sigorta poliçesini yenilemediğini savunmuştur. Davalı bankanın, zorunlu deprem sigortasının yenilenmesi konusunda kendisine davacı tarafından yetki verilip verilmediği, sigorta poliçesini yenileyip yenilemeyeceği konusunda davacıyı haberdar edip etmediği, önceki yıllarda davalı bankanın talep olmamasına rağmen sigortayı yenileyip yenilemediği, sigortanın yenilenmemesinde tarafların müterafik kusurunun olup olmadığı hususları üzerinde de durulmadan eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmeyip kararın asıl davada davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre de; Dask sigortası meblağ sigortası olmayıp, teminat kapsamındaki gerçek zararın tazminine yönelik mal sigortasıdır. Bu nedenle davacının dayandığı poliçe, sözleşme ve ekleri, genel şartlar gözönünde bulundurularak düşülmesi gereken muafiyet oranı olup olmadığı değerlendirilip davacının varsa talep edebileceği miktar belirlenerek bir karar vermesi gerekirken yazılı olduğu şekilde poliçede yazılı teminat tutarının tamamına karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalı sigorta şirketi hakkında hüküm tesis edilmesine rağmen karar başlığında taraf olarak belirtilmemesi de doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) no.lu bentlerde açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.